Almanya’dan Türkiye'ye ziyarete gelen bir ailenin Ortaköy’de yediği midye, tavuk tantuni ve kokoreç sonrası fenalaşması ve trajik bir şekilde iki çocuk ile annenin hayatını kaybetmesi, sokak lezzetlerindeki denetimsizlik ve hijyen krizini bir kez daha gündeme taşıdı. Baba hastanede yaşam mücadelesi verirken, uzmanlar artan zehirlenme vakalarının ardındaki tehlikeleri ve gıdaların nasıl ölümcül hale geldiğini anlattı.
Son dönemde Türkiye'de sokak lezzetlerinden kaynaklanan gıda zehirlenmesi vakalarının artışı, kontrolsüz üretim, düşük maliyetli riskli hammadde kullanımı ve denetimsiz satışın yarattığı ciddi sağlık risklerini gözler önüne seriyor. Açıkta, uygun olmayan sıcaklıkta bekleyen gıdalar, hijyenik olmayan tezgahlar ve temel hijyen eksiklikleri (eldiven, bone, temiz ekipman kullanılmaması) bakteri ve toksin oluşumunu hızla artırıyor.
Gıda Yüksek Mühendisi Merve Atınç Saral, yaşanan bu olayda kesin zehirlenme sebebini belirlemek için laboratuvar sonuçlarının beklendiğini belirterek, "Şu anda elimizde sadece 'şüpheli gıdalar' var" açıklamasını yaptı.
Artan Maliyetler ve Zayıf Denetim Krizi
Uzmanlara göre, kumpir, kokoreç, midye, tantuni ve döner gibi yiyeceklerde zehirlenme riskinin artmasındaki temel nedenler zincirleme bir krizin parçası.
Artan maliyetler nedeniyle işletmelerin daha ucuz ve riskli hammaddelere yönelmesi.
Denetimlerin zayıf olması ve kayıt dışı satışın yaygınlığı. Daha önce zehirlenmeye sebep olan işletme sahipleri ve ustaların kısa sürede tahliye edilmesi, cezaların caydırıcılığını ortadan kaldırıyor.
Soğuk zincirin korunamaması, çapraz bulaşma ve hijyen eksikliği.
"Pişmişse Güvenlidir Algısı Yanlış"
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Emre Yıldırım ve Gıda Yüksek Mühendisi Merve Atınç Saral, tüketicideki "Pişmişse güvenlidir" algısının çok yanlış olduğunu vurguluyor.
Atınç Saral: "Pirinç, makarna, patates zehirlemez diye düşünülüp özellikle çocuklar için bu ürünler tercih ediliyor ama bu yanlış. Çoğu restoranın pilavı defalarca ısıttığı biliniyor, bu durum özellikle çocuklar için çok riskli."
Patatesin fırından çıktıktan sonra uzun süre oda sıcaklığında bekletilmesi ve üzerindeki malzemelerin (özellikle mayonezli/etli olanlar) gün boyu aynı kapta durması zehirlenmeye yol açar. Ayrıca çiğ ve pişmiş gıdalarda aynı bıçak veya tezgahın kullanılması (çapraz bulaşma) riski ölümcül hale getirir.
Kokoreç ve Midyenin Ölümcül Riskleri
Ortaköy'deki faciada tüketilen midye ve kokoreçin taşıdığı özel riskler ise uzmanlar tarafından şöyle açıklandı:
Midye, doğası gereği toksin, bakteri, ağır metal ve virüsleri biriktirme potansiyeline sahiptir.
Sokak midyesinin kaynağının belli olmaması ve soğuk zincirin sık sık kırılması, zehirlenme riskini katlar.
Merve Atınç Saral, deniz kirliliğinin bu denli yüksek olduğu günümüzde dışarıda midye tüketilmesini asla önermediğini belirtiyor. Tüketici, midyenin nerede yetiştiğini, kayıtlı işletmeden alınıp alınmadığını, görünüm ve kokusunu (aşırı yumuşak, keskin kokulu olmamalı) kontrol etmelidir.
Kokoreç, hayvanın bağırsaklarından yapıldığı için doğal olarak Campylobacter, Salmonella, Listeria, E. coli gibi patojenleri barındırma potansiyeli yüksektir.
Kokoreç şişte çevrilirken iç ısının yeterince (70 derecenin üstüne) çıkmaması halinde dış yüzey kızarsa bile iç kısımda patojenler canlı kalır. Sık yapılan hata, şişin yalnızca dışının kızartılmasıdır.
Satıcıların kokoreci sabahtan geceye kadar düşük ısıda aynı şişte döndürmesi, sadece kurumasını engeller ve Clostridium perfringens üremesi için ideal bir ortam yaratır. Bu bakteri çok ciddi zehirlenmelere yol açabilir.
Uzmanlar, tüketicilerin sokak lezzetlerini tercih ederken hijyen koşulları, ürünün kaynağı ve saklama sıcaklığı konusunda son derece dikkatli olması gerektiği uyarısında bulunuyor.