Bitcoin, 2009 yılında yalnızca dijital bir para birimi olarak doğmuş olsa da, bugün itibarıyla küresel finans sisteminde adından sıkça söz ettiren bir yatırım aracına dönüştü. Blokzinciri (blockchain) teknolojisi üzerine kurulu olan Bitcoin, merkezi otoritelerden bağımsız yapısıyla dikkat çekerken, son yıllarda hem bireysel yatırımcıların hem de kurumsal oyuncuların radarına girmiş durumda. Ancak bu yükseliş, beraberinde büyük dalgalanmalar ve belirsizlikleri de getiriyor.
Bitcoin Fiyatı Neden Bu Kadar Oynak?
Bitcoin’in değeri zaman içinde ciddi iniş çıkışlar yaşadı. Son aylarda bu dalgalanmalar yeniden hız kazandı. Bu volatilitenin başlıca nedenleri arasında küresel ekonomik gelişmeler öne çıkıyor.
ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz politikaları, enflasyon oranları ve dünya genelinde yaşanan jeopolitik gerginlikler, risk iştahı üzerinde doğrudan etkili oluyor. Yatırımcılar, güvenli liman arayışında Bitcoin gibi varlıklardan zaman zaman uzaklaşabiliyor.
Yatırımcılar Ne Yapacağını Bilemiyor
ABD ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülke, kripto paralara yönelik düzenlemeleri sıkılaştırmaya başladı. Bu durum, piyasalarda tedirginlik yaratıyor. Özellikle menkul kıymet tanımı, vergilendirme ve borsa denetimleri gibi konular netliğe kavuşmadıkça, Bitcoin’in fiyatı üzerinde baskı oluşması kaçınılmaz hale geliyor. Yatırımcılar ise hukuki belirsizliklerin sona ermesini bekleyerek temkinli davranıyor.
BTC'de Uzun Vadeli Beklentiler
Bitcoin’in sınırlı arzı – toplamda 21 milyon adetle sınırlı olması – onu enflasyona karşı bir koruma aracı olarak gören yatırımcılar için cazip hale getiriyor. Büyük yatırım kuruluşlarının olumlu raporları da bu görüşü destekliyor.
Örneğin, Fidelity gibi dev finans şirketleri Bitcoin’e uzun vadede güven duyduklarını açıkladı. Buna karşın, Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman gibi eleştirmenler, Bitcoin’in değerinin spekülasyona dayandığını ve bir balon niteliği taşıdığını savunuyor.