Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) Bilim Kafe Sohbetleri kapsamında düzenlediği “Deprem ve İzmir” başlıklı etkinlikte, Türkiye’nin güncel deprem tehlikesi masaya yatırıldı.
DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, özellikle son yıllarda yapılan çalışmalar ışığında ülkenin fay yapısında yaşanan değişimleri ve olası riskleri ayrıntılı biçimde değerlendirdi.
Türkiye’nin Fay Haritası Yeniden Güncelleniyor
Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye’nin son 20 yıl içinde önemli jeolojik değişimler kaydettiğine dikkat çekerek, bilinen fay sayısındaki artışı vurguladı. 1992’de ülkede 150 civarında fayın kayıtlı olduğunu hatırlatan Sözbilir, 2013 yılına gelindiğinde bu sayının 485’e yükseldiğini belirtti. Günümüzde ise yeni keşiflerle birlikte bu rakamın daha da arttığını ifade eden Sözbilir, yıl sonunda güncel fay haritasının açıklanacağını söyledi. Bu güncellemenin, “Türkiye’de deprem tehlikesi hangi seviyede?” sorusunu yeniden gündeme taşıyacağını belirtti.
Sındırgı'daki Depremlerin Tehlikeli Mesajı
Konuşmasında Sındırgı’da kısa süre önce yaşanan iki depreme de değinen Sözbilir, bu bölgede fayın yüzeye kadar çıkarak kırılmasının tehlikenin boyutunu artırdığını belirtti. Fayların yer altında kalmasının nispeten daha az yıkıma yol açtığını söyleyen Sözbilir, yüzeyi yaran kırılmaların ise ölümcül sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. Sındırgı’daki artçı sayısının 20 bini geçtiğini, son günlerde artçıların durmasının ise fayın yeniden stres biriktirdiğine işaret ettiğini aktardı.
Türkiye’de Deprem Üretme Zamanı Gelen 30 Fay
Prof. Dr. Sözbilir’e göre Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaklaşık 30 noktada deprem üretme döngüsünü tamamlamış faylar bulunuyor. Marmara Bölgesi’nin yanı sıra İzmir de bu açıdan kritik alanlardan biri. Ancak İzmir'deki fayların “tembel fay” olarak nitelendirildiğini söyleyen Sözbilir, bu fayların çok uzun aralıklarla deprem ürettiğini ve bu durumun kent için bir avantaj oluşturduğunu belirtti.
İzmir’in En Riskli Fayı
İzmir için en tehlikeli fayın İzmir fay hattı olduğunun altını çizen Sözbilir, bu fayın aktif hale gelmesi durumunda 25 ila 30 bin arasında can kaybına yol açabilecek bir senaryo öngördüğünü söyledi. Fay hattının Güzelbahçe’den başlayıp Balçova, Narlıdere, Konak ve Altındağ üzerinden Pınarbaşı’na uzandığını belirten Sözbilir, körfez bölgesinin bu hattın etkisi altında olduğunu ifade etti.
Sözbilir, İzmir fayının yakın zamanlı bir deprem üretme ihtimalinin düşük olduğunu vurguladı. En son 1688 yılında kırılan fayın, yaklaşık bin yıllık bir deprem üretme aralığı bulunduğu için kısa vadede risk taşımadığını söyledi.
Tuzla, Seferihisar ve Gülbahçe Faylarında Durum
Tuzla fayının deprem üretme zamanının geldiğini söyleyen Sözbilir, bu fayın 7.2 büyüklüğüne ulaşabilecek bir deprem yaratabileceğine dikkat çekti. Seferihisar fayının 3 bin yıldır suskun olduğunu, Gülbahçe fayının ise son depremini 1289’da ürettiğini hatırlattı. Gülbahçe fayının yeniden kırılma döngüsüne girdiğini belirten Sözbilir, önümüzdeki 100 yılda İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün kampüs alanını daha sağlam bir bölgeye taşımasının gerekebileceğini söyledi.
İzmir’deki yapı güvenliğine ilişkin de konuşan Sözbilir, tüm EVKA projelerinin sağlam zeminlerde inşa edildiğini ifade etti. Ayrıca kentte deprem hazırlık kapasitesinin artırılması amacıyla önümüzdeki 1–2 ay içinde 12 adet deprem uyarı istasyonu kurulacağını açıkladı.