Üşümezsoy'dan İstanbul Depremine Dair Çarpıcı Açıklama

Şener Üşümezsoy'dan Beklenen İstanbul Depremine Dair Çarpıcı Açıklamalar: Fay Var Ama Stres Yoksa Deprem Olmaz

Beklenen büyük depremi hakkındaki bilimsel tartışmalar sürerken, Yer Bilimci Prof. Dr. 'dan dikkat çekici bir değerlendirme geldi.

20.11.2025 19:00 | Son Güncelleme : 20.11.2025 18:13

Üşümezsoy, 1894 ve 1999 depremlerinin Yalova-Çınarcık hattındaki depremselliği bitirdiğini belirterek, "Fay var ama fayın üzerinde stres yoksa deprem olmaz" dedi.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, sosyal medya hesabından yaptığı detaylı açıklamada özellikle Yalova-Çınarcık-Esenköy fay hattı üzerindeki mevcut durumu analiz etti.

"Tesisat Var Ama Cereyan Yok"

Üşümezsoy, Yalova-Çınarcık-Esenköy fay hattını esprili bir dille, "Tesisat var ama cereyan yoktur" şeklinde özetledi.

Fay hattının uzunluğu ve derinliği göz önüne alındığında potansiyel olarak 6.5 büyüklüğünde bir deprem "tesisatının" olduğunu ifade etti.

1894 depreminde Çınarcık çukurunun güney kenarındaki fayın kırılmasıyla İstanbul ile Mudanya arasındaki bloğun stresinin boşaldığına dikkat çekti.

Bu stres boşalması nedeniyle, 1999 Marmara Depremi'nde bu fay hattına yüklenen gerilimin, fayın kırılmasına ve deprem yapmasına elverişli olmadığını vurguladı.

"1894 depreminde Çınarcık çukurunun güney kenarındaki fay kırılmış... Bu boşalınca 17 Ağustos’ta yüklenen cereyan yani stres fayın kırılmasına imkan vermemektedir."

Kuvvetli ve Zayıf Fay Mekanizması

Prof. Dr. Üşümezsoy, bölgedeki fayların kuvvetli ve zayıf olma durumlarının kırılma periyotlarını etkilediğini belirtti.

Gölcük Fayı gibi kuvvetli fayların kırılma periyotlarının daha uzun olduğunu söyledi. 1509'da büyük atımla kırılan Gölcük fayı üzerinde, 1719 ve 1766'da yanlardaki faylar kırılırken, Gölcük fayında bir kırılma olmadığını anımsattı.

Zayıf fayların ise tüm stresini boşalttığı için daha sık aralıklarla kırılabildiğini ifade etti. İstanbul'u etkileyen depremlerin bu "zayıf fay modeline" göre bir kırılma tarihi söz konusu olduğunu, klasik her 250 yılda bir kırılma periyodunun geçerli olmadığını savundu.

Önemli Sonuçlar ve Stres Durumu

Üşümezsoy, genel olarak bölgedeki stres durumuyla ilgili şu önemli sonuçları paylaştı:

"1894 ve 1999 depremleri Gölcük Körfezi’nden başlayıp İstanbul’un batısına kadar gelen kesimlerdeki stresi bitirmiştir."

Armutlu Yarımadası ile İslam Dağları arasındaki ters yöndeki hareket sonucu oluşan stresin, son iki depremle bütün stresini boşalttığını belirtti.

Çınarcık-Esenköy-Bozburun fayındaki potansiyel depremden bahsederken bunun sadece fayın büyüklüğü anlamına geldiğini, stres olmadığı için ise riskin bulunmadığını tekrarladı.

Üşümezsoy, "1894 ve 1999 depremi Yalova-Çınarcık hattındaki depremselliği bitirmiştir. Körfez bölgesinde de stres boşalmıştır" diyerek bölge için kısa vadede büyük bir risk görmediği mesajını verdi.

Sıradaki Haber Yükleniyor