Milli Eğitim Bakanı Özer, Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Otelinde düzenlenen ‘Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi’ toplantısına katıldı. Toplantıda Türkiye’nin farklı üniversitelerinde görev yapan eğitim fakültelerinin dekanlarıyla bir araya gelen Bakan Özer, toplantının önemine dikkati çekti. Mesleki eğitimde atılan adımlara vurgu yapan Özer, “Biz mesleki eğitimde son dönemlerdeki atmış olduğumuz adımlar ve iyileştirmelerden öğrendiğimiz şey şu; mesleki eğitimle alakalı ülkedeki bütün müktesebatını eğitim süreçlerine dahil ettiğimiz zaman mesleki eğitim bambaşka bir yere gidiyor. İşte biz sektörün bütün temsilcileriyle mesleki eğitimde nasıl müfredatın güncellenmesinden öğrencilerin iş başındaki beceri eğitimlerine öğretmenlerimin en önemli ihtiyaçlarından olan işbaşı ve mesleki eğitimlerine kadar bütün alanlarda iş birliği yaptığımız zaman mesleki eğitim Türkiye’de çok farklı noktaya gitmeye başladı. Başarılı öğrencileri seçmeye başladı, başarı hikayeleri artmaya başladı” değerlendirmesini yaptı.
“Türkiye’de okul temelli mesleki gelişim programlarını dekanlarımız ile planlamamız gerekir”
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin arttırıldığına dikkati çeken Bakan Özer, “2021 senesinde bütçe 8,9 milyondu. Bu yılki bütçe ise 292 milyon. Ama sorunumuz şu; okullara diyoruz ‘Tespit Edin, neyi istiyorsanız biz vereceğiz’. Okullar da ‘Gerçekten mi?’ diyor ve bütçeyi kullanamıyor. Yalnızca Ankara’da mesafe aldık. Normalde bütün Türkiye’de okul temelli mesleki gelişim programlarını dekanlarımız ile planlamamız gerekir. Bütçeleri de öğretmenlerimizin aktif ve kişisel gelişimlerini, verimli bir biçimde sahaya aktarmamız gerekir” diyerek konuştu.
“Bu esasında sessiz bir devrim”
Bakanlığın problemleri çözmek için somut adımlar attığını kaydeden Özer, bu sene ilk defa bütçelerin bütün okullara doğrudan transfer edildiğini de hatırlattı. Temizlik, kırtasiye, küçük onarım, laboratuvar ve donatım malzemeleri için İstanbul’a 1 milyar lira, bütün Türkiye’deki okullara toplam 3,1 milyar lira bütçe gönderdiklerini dile getiren Bakan Özer, “Bugün itibarıyla okullar 1 milyar lirayı kullanabildi. 2,1 milyar lira okulların hesabında duruyor. Bu, esasında sessiz bir devrim. Okulu ayağa kaldırmayla alakalı, dimdik tutmayla alakalı çok mühim bir adım. Çünkü biz okulun iklimini sağlıklı bir zemine kavuşturamadığımız müddetçe Milli Eğitim Bakanlığı olarak hangi politikayı ürettiğimizin hiçbir manası yok” ifadelerini kullandı.
“Amacımız, eğitim sistemimizdeki öğretmenlerin mümkün olduğu kadar büyük bir oranda yüksek lisans ve doktora yapmasını temin etmek”
14 Şubat tarihinde yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Yasası ile adaylığı kaldırılan öğretmenin uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik gibi bir mekanizmaya dahil olduğunu anlatan Özer, uygulamada kota olmadığını ifade etti. Başarılı olan herkesin kendisiyle rekabet ettiğini söyleyen Bakan Özer, “Kişinin kendisiyle rekabet edebildiği, gelişimini desteklediği bir mekanizmayı inşa ettik ve bunu biz bütün öğretmenlerin özlük hakkını iyileştirmekle alakalı bir düzenleme olarak yaptık. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu da eğitimlerini tamamladı. Biz öğretmenlerin yeterliliklerini ölçmek için bir sınav yapmıyoruz. Tam tersine, almış oldukları eğitimi değerlendiren bir ölçme değerlendirme mekanizması inşa ettik. Esasında nihai amacımız, eğitim sistemimizdeki öğretmenlerin mümkün olduğu kadar büyük bir oranda yüksek lisans ve doktora yapmasını temin etmek” şeklinde konuştu.