İstanbul’da gerçekleştirilen bir konser performansı sonrası açılan davada, Manifest Grubu üyeleri ve sahneye birlikte çıktıkları sanatçı Aydeed (Ayça Dalaklı) hakkında mahkeme kararını verdi. Küçükçiftlik Park’ta 6 Eylül tarihinde düzenlenen konser sırasında sergilenen dans ve sahne gösterileri nedeniyle başlatılan soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen yürütülmüştü. Soruşturma kapsamında, “teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma” iddiasıyla dava açılmıştı.
Soruşturma ve Dava Süreci
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Manifest Grubu’nun altı üyesi ile birlikte sahne alan Ayça Dalaklı’nın konser esnasındaki performanslarının, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “hayasızca hareketler” suçunu oluşturduğu ileri sürüldü. Bu kapsamda sanıklar hakkında 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Dava, İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Mahkeme, yargılama sürecinin ardından sanıkların sahne performanslarını ayrıntılı şekilde değerlendirdi. Kararda, grup üyelerinin dans figürleri sırasında sergiledikleri bazı hareketlerin cinsel çağrışım içerdiği kanaatine varıldığı belirtildi. Özellikle şarkı söylerken iki şarkıcının birbirine temas edecek ve kucaklaşacak şekilde hareket etmesi, bunun tekrar edilmesi ve cinsel ilişkiyi çağrıştıran figürler kullanılması mahkemenin dikkat çektiği hususlar arasında yer aldı.
Tartışmalı Sahne Hareketleri
Gerekçeli kararda, sanıkların performans sırasında sahneye arkalarını dönerek eğilmeleri, elleriyle kıyafetleri üzerinden de olsa cinsel bölgelerini işaret edecek biçimde hareketler yapmaları ayrıntılı şekilde anlatıldı. Bazı grup üyelerinin ise diğerlerinin cinsel bölgelerine dokunmayı anımsatan el hareketleri sergilediği ifade edildi. Mahkeme, bu davranışların teşhircilik niteliği taşıdığı ve “hayasızca hareketlerde bulunma” suçunun unsurlarını oluşturduğu sonucuna vardı.
Verilen Ceza
Mahkeme, Esin Bahat, Hilal Yelekçi, Lidya Pınar, Mina Solak, Sueda Uluca, Zeynep Sude Oktay ve Ayça Dalaklı’yı ayrı ayrı 3 ay 22’şer gün hapis cezasına çarptırdı. Ancak sanıkların sabıkasız olmaları ve yeniden suç işlemeyecekleri yönündeki kanaat doğrultusunda, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verildi. Bu karar, belirli bir denetim süresi içinde sanıkların kasıtlı yeni bir suç işlememeleri halinde verilen cezanın hukuki sonuç doğurmaması anlamına geliyor.
Öte yandan mahkeme, dava sürecinde uygulanan “yurtdışına çıkış yasağı” şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin de kaldırılmasına hükmetti. Böylece sanıklar üzerindeki yargısal kısıtlamalar sona ermiş oldu.
