Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, mülkiyet hakkı ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde önemli bir karara imza attı. Ev sahiplerini sevindiren bu karar, kiralanan taşınmazın alıcılara gösterilmesine ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilebileceğini ortaya koydu.
Bu emsal kararla birlikte, kiracıların taşınmazı göstermemesi nedeniyle mal sahiplerinin yaşadığı mağduriyetlerin önüne geçilmesi amaçlanıyor.
Uyuşmazlığın Kaynağı: Kiralananın Gösterilmesi Talebi
İzmir'de avukatlık yapan Fatih Karamercan, sahibi olduğu bürosunu satmak üzere alıcılarla görüşmeler yaparken, mevcut kiracılarının büroyu göstermekten kaçınması nedeniyle hukuki süreç başlattı.
TBK m. 319/2 kapsamında taşınmazın gösterilmesi talebiyle açtığı dava, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın esasını çözecek nitelikte olduğu gerekçesiyle reddedildi. İstinaf sürecinde de aynı gerekçeyle karar onandı.
Türkiye genelindeki farklı bölge adliye mahkemeleri, bu tür ihtiyati tedbir taleplerine farklı yaklaşımlar sergiliyordu.
Ankara, Antalya ve Konya’daki mahkemeler, uzun yargılama süreçleri ve mal sahiplerinin uğrayabileceği zararlara dikkat çekerek tedbir taleplerini kabul edebilirken; İstanbul, İzmir ve Sakarya’daki mahkemeler bu talepleri davanın esasını etkilediği gerekçesiyle reddediyordu.
Uyuşmazlık Yargıtay’a Taşındı
Söz konusu görüş ayrılığı üzerine Avukat Karamercan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na başvurarak konunun Yargıtay tarafından değerlendirilmesini talep etti. Kurul, talebi uygun bulup Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne iletti.
Yargıtay’dan Alım-Satım Süreçlerini Kolaylaştıran Karar
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesiyle güvence altına alınan adil yargılanma hakkını da göz önünde bulundurarak, yargılama sürecinin uzunluğu ve doğabilecek zararlar nedeniyle, şartlar oluştuğunda taşınmazların alıcılara gösterilmesine yönelik ihtiyati tedbir kararının verilebileceğine hükmetti.
Bu kararla, satılmak istenen taşınmazların değer kaybına uğramasının ve satış sürecinin kiracı engeline takılmasının önüne geçilecek.
Mahkeme süreci boyunca alıcıların kaybedilmesi ya da mülklerin düşük bedelle elden çıkması gibi sorunların önüne geçilerek, hem satıcı hem de alıcı tarafların korunması hedefleniyor.