Van ve Antalya'da Art Arda Depremler: Pampal'dan Kritik Açıklamalar!

Van ve Antalya'da Art Arda Depremler: Pampal'dan Kritik Açıklamalar!

ve 'da art arda yaşanan orta büyüklükteki depremler olağan kabul ediliyor; uzmanlar bölgenin tarihsel ve tektonik risklerine dikkat çekiyor.

08.12.2025 13:15

Dün gece Türkiye’nin iki farklı bölgesi, kısa aralıklarla meydana gelen depremlerle sarsıldı. Van’ın Tuşba ilçesinde saat 22.17’de kaydedilen 4,6 büyüklüğündeki deprem, AFAD verilerine göre yerin 6,11 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Kent genelinde hissedilen deprem sonrası ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

Gece ilerleyen saatlerde bu kez Antalya’dan deprem haberi geldi. Konyaaltı merkezli 4,3 büyüklüğündeki deprem, 20,75 kilometre derinlikte meydana gelirken, şehir genelinde hissedildi ancak zarara yol açmadı.

“4–5 Büyüklüğündeki Depremler Türkiye İçin Olağan”

Depremleri değerlendiren Prof. Dr. Süleyman Pampal, bu büyüklükteki sarsıntıların Türkiye’nin deprem gerçekleri içinde sıklıkla yaşandığını belirterek, “Ülkenin hemen her yerinde haftada bir ya da iki haftada 4–5 arası büyüklükte depremler olur. Bu durum ciddiyetsizlik anlamına gelmez, iki depremin de bize verdiği uyarılar var” dedi.

Van çevresi, Türkiye’nin en aktif sismik bölgelerinden biri olarak biliniyor. Pampal, dün akşamki depremin 1976’da 7’nin üzerinde büyüklüğe ulaşan Çaldıran depreminin hemen kuzeyinde gerçekleştiğini hatırlattı.

Ayrıca 2011’deki 7,2 ve 7,3 büyüklüğündeki Van depremlerinin de bölgenin yüksek deprem potansiyelini ortaya koyduğunu belirterek, Van havzasında doğrultu atımlı ve normal karakterli tali fayların bulunduğunu ifade etti.

Erciş çevresindeki etkin fayların da sık aralıklarla orta büyüklükte sarsıntılar üretebildiğini belirten Pampal, bu yapıların bölge için olağan olduğu görüşünde.

"Antalya Bölgesi Levha Sınırlarının Etkisinde"

Antalya çevresi ise Girit-Rodos hattına yakınlığı nedeniyle önemli bir deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Pampal, bu hattın son derece yıkıcı depremler üreten bir levha sınırı olduğunu vurgulayarak, tarihsel örnekleri hatırlattı:

1222’de Kıbrıs ve Girit’te etkili büyük depremler, 1700–1800 yılları arasında 8’e ulaşan sarsıntılar… Bu tür bölgesel depremlerin Antalya üzerinde etkili olmasının doğal olduğunu söyledi.

Kent açısından bir diğer kritik yapı, Antalya’nın batısından geçen Fethiye-Burdur Fayı. Bu fayın geçmişte Burdur’un kuzeyinde 7’nin üzerinde depremler ürettiğini hatırlatan Pampal, Antalya’ya yakın segmentlerde 8 büyüklüğünde deprem beklenmediğini ancak genel potansiyelin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtti.

6’ya Kadar Deprem Üretebilen Faylar ve Bölgenin Yapısal Riskleri

Pampal’ın değerlendirmesine göre Antalya çevresinde 6’yı aşan deprem üretebilecek fay sayısı sınırlı. Ancak Fethiye-Burdur Fayı bunun dışında tutuluyor; bu fayın kırılması halinde 7’nin üzerinde deprem üretme ihtimali bulunuyor.

Bölgenin karmaşık tektonik yapısı Helen Yayı’ndan başlayıp Rodos, Girit, Fethiye, Burdur ve Kıbrıs hattına uzanan geniş bir sismik zincir oluşturuyor. Bu ağ, Antalya çevresini levha sınırı etkilerine açık hâle getiriyor.

"Antalya’daki Zemin Sorunu Kayaçlarda Gizli Boşluklar”

Pampal, Antalya’nın jeolojik açıdan özel bir yapıya sahip olduğunu da vurguladı. Kentin önemli bir bölümünde karbonatlı kayaçların bulunduğunu, bu kayaçların yer altında büyük boşluklar oluşturabildiğini söyledi. Bu durum klasik anlamda tektonik deprem değil, çöküntü depremi olarak bilinen sarsıntıları tetikleyebiliyor. Konya’daki obruk oluşumlarına benzer şekilde, yer altı boşluklarının çökmesi bölgesel sarsıntılar yaratabiliyor.

“Panik Yok Ama Ders Çıkarmak Şart”

Prof. Dr. Pampal, Van ve Antalya’daki son depremlerin önemli bir tehlike oluşturmadığını, 3–4,5 arası depremlerin olağan kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Ancak hem tektonik yapı hem tarihsel veriler bölge halkının bilinçli olması gerektiğini gösteriyor.

Pampal, “Bu tür depremler ciddiyetsizlik anlamına gelmez; aksine bize hazırlıklı olmayı hatırlatır” diyerek sözlerini tamamladı.

Sıradaki Haber Yükleniyor