Balıkesir’in Sındırgı ilçesi, 21.20’de 4,9 ve 00.02’de 4,3 büyüklüğündeki iki depremle sarsıldı. Son haftalarda sık sık yer hareketlerinin yaşandığı bölgede, bu sarsıntılar halkta endişe yarattı. AFAD verilerine göre depremler yerin yaklaşık 9 ve 7 kilometre derinliğinde meydana geldi.
Uzmanlar, Sındırgı çevresinde son üç ayda 15 binden fazla küçük ve orta şiddette deprem kaydedildiğini belirtiyor. Bu durum, bölgede “deprem fırtınası” olarak adlandırılan uzun süreli sismik hareketliliğe işaret ediyor.
Üşümezsoy: “Sındırgı’nın Altındaki Fay Harekete Geçti”
Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sındırgı’da meydana gelen sarsıntılara ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Üşümezsoy, bu depremlerin bölgenin altında aktif durumda olan yerel fay hatlarıyla bağlantılı olduğunu vurguladı.
Üşümezsoy, “Bu, Sındırgı’nın altında olan bir deprem. Güneye, Yaylabayır’a doğru giden bir hat vardı ama oraya ilerlemedi. Bugünkü deprem kuzeyde, tam Sındırgı’nın altında gerçekleşti. İlk 6.1’lik depremin gerçek artçısı gibi değerlendirilebilir” dedi.
“Gelenbe Fayı Değil, Sındırgı Fayı Üzerinde”
Üşümezsoy, bölgedeki fay sistemlerinin kuzey-güney yönünde uzandığını belirterek, bu fayların sürekli küçük depremler ürettiğini ancak büyük yıkıcı sarsıntılar oluşturma potansiyelinin düşük olduğunu ifade etti.
“Bu depremler ‘Gelenbe Fayı’ndan çok Sındırgı’nın kendi normal fayı üzerinde. Batıda kırılmamış bir segmentin hemen üzerinde gerçekleşmiş olabilir. Eğer o segment harekete geçerse, artçıdan çıkıp yeni bir kırılma olarak değerlendirilebilir” dedi.
“Yan Segmentler de Kırılabilir” Uyarısı
Üşümezsoy, son depremin büyük olasılıkla önceki 6.1 büyüklüğündeki sarsıntının artçısı olduğunu, ancak komşu fayların da gerilim altında olabileceğini vurguladı:
“Bu son deprem, kuzeye doğru ilerleyen bir kırılma olabilir. Eğer batıdaki segment de harekete geçerse yeni bir deprem yaşanabilir. Ancak mevcut fay düzlemleri çok büyük olmadığı için büyük bir yıkıcı deprem olasılığı düşük.”
Üşümezsoy, bölgedeki fay yapısını Yunanistan’ın Santorini Adası örneğiyle karşılaştırarak, burada da birbirine paralel çok sayıda küçük fay bulunduğunu söyledi. “Bu tür faylar tren rayları gibi yan yana uzanıyor. Bu da enerjinin tek bir hat üzerinde birikmesini engelleyerek büyük depremlerin oluşma riskini azaltıyor” açıklamasında bulundu.
