12 Mayıs’ta PKK tarafından yapılan fesih açıklaması, yalnızca Kuzey Irak’taki örgüt varlığıyla sınırlı kalmayabilir. Türkiye, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak gördüğü Halkın Savunma Birlikleri (YPG) ile ilgili de bu karardan sonuç bekliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına göre Türkiye, kararı "örgütün tüm uzantılarını" kapsayan bir adım olarak değerlendiriyor.
YPG’nin Konumu ve SDG ile İlişkisi
YPG, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) temelini oluşturan bir yapılanma olarak biliniyor. Suriye'de Aralık 2024’te Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte kurulan yeni yönetim, Mart 2025’te SDG ile entegrasyon anlaşması imzalayarak bu yapının resmi orduya katılmasını hedefledi. Türkiye ise bu sürecin nasıl işleyeceğini ve SDG’nin gerçekten silah bırakıp bırakmayacağını yakından takip ediyor.
Ankara’nın Beklentileri Net
Ankara, SDG ile yapılan anlaşma kapsamında özellikle üç kritik konunun altını çiziyor: YPG’nin askeri gücünün tamamen tasfiye edilmesi, bu yapılanmanın kendini feshederek merkezi yönetime bağlanması ve Suriyeli olmayan savaşçıların ülkeden çıkarılması. Türkiye’ye göre bu adımlar, sadece güvenlik açısından değil, yerinden edilmiş Suriyelilerin dönüşü açısından da hayati öneme sahip.
12 Mayıs’ta, yani PKK’nın fesih kararını duyurduğu gün, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Ankara’da bir araya geldi. Görüşmenin ardından yapılan ortak basın toplantısında Şeybani, PKK’nın kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, sorunun SDG ile yapılan anlaşma çerçevesinde çözülmesi gerektiğini vurguladı. Fidan ise SDG’nin doğrudan silah bırakmasından bahsetmese de örgütün Suriye topraklarının üçte birini işgal etmesini "önemli bir güvenlik tehdidi" olarak nitelendirdi.
Sekiz Maddelik Anlaşmanın Detayları
SDG ile Şam yönetimi arasında imzalanan sekiz maddelik anlaşma, sadece silahlı yapıların tasfiyesini değil, aynı zamanda altyapı ve kamu hizmetlerinin merkezi yönetime devredilmesini, azınlık haklarının korunmasını ve SDG’nin Suriye ordusuna katılımını içeriyor. Her bir maddenin uygulanması için özel komiteler kuruldu ve bu sürecin yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.
Türkiye, SDG-Şam anlaşmasına temkinli iyimserlikle yaklaşıyor. Ankara, Şam yönetimine bu konudaki beklentilerini ilettiğini ve anlaşmanın “oyalama aracı” haline getirilmemesi gerektiğini açıkça ifade etti.
