Türkiye’nin milli hava savunma kapasitesini güçlendirmek için attığı adımlar, özellikle İsrail medyasında dikkat çekiyor. İsrail merkezli Nziv haber sitesi, Türkiye’nin “Çelik Kubbe” hava savunma sistemini genişletme planlarını kapsamlı şekilde ele aldı ve bu süreci “bölgesel dengeleri etkileyebilecek stratejik bir hamle” olarak değerlendirdi.
ASELSAN ile 1.3 Milyar Dolarlık Üretim İddiası
Nziv’in iddiasına göre Türkiye, sistemin geniş ölçekli üretimi için ASELSAN ile yaklaşık 1.3 milyar dolarlık bir sözleşmeye yöneliyor. Türk makamları tarafından henüz resmi olarak doğrulanmayan bu rakam, sitede Türkiye’nin son yıllarda hava savunma alanında yaptığı büyük ölçekli yatırımlarla uyumlu bir gelişme olarak yorumlandı. İsrail basını, bu anlaşmanın Türkiye’nin savunma sanayindeki yerlilik kararlılığını güçlendirdiğini belirtti.
Haberde Çelik Kubbe’nin, radarlar, sensörler, yapay zekâ destekli analiz yazılımları ve çoklu önleyici sistemlerden oluşan çok katmanlı bir hava savunma mimarisi üzerine kurulu olduğuna dikkat çekildi. Sistemin en çarpıcı yanlarından biri olarak ise tüm kritik bileşenlerinin tamamen Türkiye’de ve yerli teknolojiyle geliştirilmesi gösterildi.
Teslimatlar 2026’da, Entegrasyon 2030’da
Türkiye’nin hedefi, sistemin genişletilmiş üretim ve konuşlandırma sürecini 2030 yılına kadar ülke geneline yaymak. İlk teslimatların 2026’da başlaması bekleniyor. Nziv, bu planın Türkiye’nin hava sahasında güçlü bir caydırıcılık oluşturduğunu ve dışa bağımlılığı büyük ölçüde azalttığını yazdı.
İsrail basını, Türkiye’nin bu hamlesinin savunma pazarında yeni bir rekabet alanı yarattığını belirtiyor. Haberde, Çelik Kubbe’nin İsrail’in Demir Kubbe, Davud Sapanı ve Arrow sistemleriyle rekabet edebilecek potansiyele sahip olduğu değerlendirildi. İsrailli yorumculara göre, Ankara’nın hava savunma mimarisini hızla genişletmesi “bölgedeki askeri denklemleri etkileyebilecek stratejik bir kapasite artışı” anlamına geliyor.
Olası İhracat Pazarları
Nziv’in haberinde dikkat çeken bir diğer nokta, Türkiye’nin geliştirdiği sistemin Afrika, Orta Asya ve Arap ülkelerine pazarlanabileceği yönündeki öngörü. İsrail’in bu bölgelerde politik nedenlerle zaman zaman satış yapmakta zorlandığı hatırlatılırken, Türkiye’nin bu alanda yeni bir küresel oyuncu hâline gelebileceği ifade edildi.
Haberin sonunda, Türkiye’nin son yıllarda savunma teknolojisi üretimi ve ihracatında hızla yükseldiği vurgulandı. Çelik Kubbe hattının genişletilmesinin yalnızca ulusal güvenliği güçlendirmekle kalmayacağı, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel stratejik etkisini önemli ölçüde artıracağı yönünde değerlendirmelere yer verildi.
