Kahramanmaraş depremlerinden sonra depremle gündeme gelmeyen noktalarda hissedilen sarsıntılar risk vaziyetini da değiştirmişti. 1996’da yayınlanan deprem risk haritası 27 sene içinde değişmiş ve bölgeler için risk derecelendirmesi kaldırılmıştı. Erzurum’da ise son 3 günde meydana gelen 16 deprem, 1983’te bin 155 kişiyi hayattan koparan 6.9 büyüklüğündeki depremi akıllara getirdi. Son günlerde ağırlıklı olarak Aziziye’de meydana gelen depremlerin 11’inin büyüklükleri 2’den fazla.
2 bin senede can kaybıyla neticelenen 4 deprem yaşayan Erzurum için 'Son 3 günde yaşanan 16 deprem risk yaratabilir mi?' sorusu kafa karıştırdı. Prof. Dr. Murat Utkucu Mart ayının başında Marmara’da 4 gündeki 10 depremin sonrasında, "Depremlerin öncü olup olmadığının fakat büyük deprem olduktan sonra söylenebilir" diyerek konuşmuştu. 1’den 5’e kadar olan derecelendirme sisteminde en şiddetli deprem üretme potansiyeline sahip bölgeler 1. derece deprem bölgesi sayılıyor.1996 deprem risk haritasına göre merkez üssü Erzurum olan deprem 1. derece deprem bölgesinde yaşandı. Erzurum-Kars arasındaki hatta yaşanan deprem yüksek rakımlı ve alüvyon zemin olan Horasan’dan Narman’a kadar etkili oldu. Depremin olduğu nokta dayanıksız bir zemin sahip olduğu için zeminde kaymalar da oldu.
2004’E KADAR 4 DEPREM
840 senesinde büyüklüğü bilinmeyen bir depremle sarsılan Erzurum’da tarihi surların 8 kulesi yıkılmıştı. Ölü sayıları kesin olarak kaydedilememiş depremde ortalama 200 kişinin yaşamını yitirdiği rivayet ediliyor. 2 ay süren yer sarsıntıları bölgede yaşayanları, tarlalarında yaşamak mecburiyetinde bıraktı. Haziran ayında meydana gelen deprem sonrası birçok kişi ikinci bir deprem korkusuyla uzun zaman evlerine giremedi. 840 depreminden sonra ise bölgede kaydedilen en etkili deprem ortalama bin 120 sene sonra yaşandı. 1859 senesinde gene bir haziran günü depremle sarsılan Erzurum’da bu defa can kaybı fazlaydı. 15 bin kişinin ölümüyle neticelenen deprem 6.1 büyüklüğünde fakat 9 şiddetindeydi. 1983’te büyüklüğü 6.9 olan Erzurum depreminde bin 155 kişi yaşamını yitirdi. Fakat yakın tarihli Erzurum depremleri arasında en dikkat çekici olan depremler 2004 senesinde 3 gün arayla gerçekleşen 2 deprem oldu. Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre 5.1 ve 5.3 büyüklüğündeki iki deprem neticesinde 10 kişi yaşamını yitirdi. 2004 Erzurum depremleri 720’den fazla artçı sarsıntıyı da beraberinde getirdi. Deprmlerin şiddetiyse 6 (kuvvetli) olarak açıklandı.
ERZURUM İÇİN ENDİŞELENİLMELİ Mİ?
Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Mensubu Prof. Dr. Osman Bektaş, son 3 günde 16 depremin meydana geldiği Erzurum’daki deprem aktivitesiyle alakalı açıklamalarda bulundu. Depremlerin büyüklüğünün giderek artması vaziyette endişelenmek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Osman Bektaş, "Maraş depreminden sonra Doğu Anadolu Fayı'nın etkilediği Kuzey Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu Faylarında sismik hareketin artabileceğini belirtmiştik. Fakat 13 Nisan’dan bu yana meydana gelen küçük depremler sismik aktivitenin arttığını göstermez" şeklinde konuştu.
'ÖNCÜ DEMEK İÇİN BÜYÜK DEPREMİN MEYDANA GELMESI GEREKİR'
Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Mensubu Prof. Dr. Murat Utkucu, daha önce İstanbul’da kısa zaman içinde olan çok sayıda depremin sonrasında ‘öncü’ depremlerle alakalı şu şekilde konuşmuştu: "Bir küçük depremi 'öncü deprem' olarak nitelendirebilmek için öncüsü olarak gördüğümüz büyük depremin olması lazım. Büyük deprem olduktan sonra öncesinde olan küçük depremler eğer büyük depremi yaratan aynı fay üstünde ve büyük depremin odağı civarında oluşmuş iseler 'öncü deprem' olarak isimlendirilirler. Dolayısıyla ana şok dediğimiz büyük deprem olmadan 'öncü deprem' nitelemesi kesin olarak yapılamaz."