Simav ve Sındırgı'daki Depremlerin Ardından Uzman İsimden Açıklama: 7 Büyüklüğünde Sarsıntılar Üretebilir!

Simav ve Sındırgı'daki Depremlerin Ardından Uzman İsimden Açıklama: 7 Büyüklüğünde Sarsıntılar Üretebilir!

Deprembilimcilere göre, Simav ve Sındırgı'daki yoğun artçılar ve yeni depremler, bölgenin 6.5-7 büyüklüğünde sarsıntılar üretebilecek potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

29.09.2025 08:46

Son haftalarda Batı Anadolu, özellikle Simav ve Sındırgı çevresinde art arda meydana gelen depremlerle dikkat çekiyor. 49 gün önce Simav Fayı’nın batı ucunda yaşanan 6.1 büyüklüğündeki depremle başlayan süreç, bölgedeki sismik hareketliliği daha görünür hale getirdi.

28 Eylül’de ise bu kez Simav Fayı’nın doğusunda, Kütahya merkezli 5.5 büyüklüğünde yeni bir deprem kaydedildi. Artçıların sıklığı ve büyüklüğü, halkta endişeye neden olurken uzmanlar, bölgenin jeolojik yapısına dikkat çekiyor.

Sındırgı ve Simav'daki Artçıların Yoğunluğu Şaşırtıcı

6.1 büyüklüğündeki Sındırgı depreminden sonra bölgede 11 binden fazla artçı kaydedildi. Normalin çok üzerinde görülen bu sayı, yer bilimciler tarafından dikkatle inceleniyor. Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen’e göre bu yoğunluğun nedeni yalnızca fay hareketleri değil. Yer kabuğunun derinliklerindeki magmatik faaliyetler ve hidrotermal süreçlerin de artçıların sayısını artırdığı değerlendiriliyor. Ayrıca Gelenbe Fayı’nın bir “bariyer” görevi görerek gerilimi belli bölgelerde tutması, enerjinin çok sayıda küçük depremle boşalmasına yol açıyor.

Depremin büyüklüğü kadar odak derinliği de etkileri belirleyen önemli bir faktör. Türkiye’deki depremler genellikle “sığ deprem” sınıfına giriyor. Bu da yüzeye yakın odaklı sarsıntıların dar alanda daha şiddetli hissedilmesine yol açıyor. Simav ve Sındırgı’daki son depremler de yaklaşık 10 kilometre veya daha az derinlikte gerçekleşti. Bu nedenle merkez üssüne yakın yerlerde sarsıntılar oldukça güçlü hissedilirken, bazı bölgelerde İstanbul gibi uzak kentlerden bile “hissettim” bildirimleri yapılması şaşırtıcı olmadı.

Deprem Riski Yüksek

Bölge, tektonik açıdan oldukça hareketli bir yapıya sahip. Anadolu levhasının batıya doğru kayması ve Afrika levhasının Ege’yi güneye çekmesi sonucunda Ege Bölgesi yılda yaklaşık 3,5 santimetre genişliyor. Bu genişleme, doğu-batı yönlü çok sayıda fayın oluşmasına yol açıyor. Yer kabuğundaki çatlaklardan çıkan sıcak sular da bu hareketliliği destekleyen bir etken olarak görülüyor. Özmen’e göre magmatik baskı ve hidrotermal akışlar, küçük kırıkların oluşmasını tetikleyerek depremleri artırabiliyor. Benzer tartışmalar, geçmişte Santorini Adası’ndaki deprem hareketlerinde de gündeme gelmişti.

Kütahya ve çevresi, geçmişte yıkıcı depremlerle birçok kez sarsıldı. 1928’de Emet’te 6.2, 1944’te Şaphane’de 6.2, 1970’te Çavdarhisar’da 5.9 ve 2011’de Simav’da 5.9 büyüklüğündeki depremler kaydedildi. Bu tarihsel veriler, bölgenin yüksek deprem potansiyelini ortaya koyuyor. MTA’nın diri fay haritaları ve AFAD’ın deprem tehlike haritasına göre, bölgede 6.5 hatta 7 büyüklüğünde depremler üretme kapasitesine sahip faylar bulunuyor.

7 Büyüklüğünde Depremler Üretebilir

Uzmanlara göre Simav ve çevresinde yaşanan depremler, bölgenin doğal sismik sürecinin bir parçası. Daha büyük bir deprem ihtimali göz ardı edilmiyor, ancak en büyük belirsizlik, bunun ne zaman olacağı. Doç. Dr. Özmen’in ifadesiyle, yaşanan depremler “beklenen depremler” sınıfında yer alıyor. Son 5.5 büyüklüğündeki depremin ise normal atımlı Naşa Fay Zonu üzerinde meydana geldiği belirlendi.

Sıradaki Haber Yükleniyor