“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda yürütülen güvenlik ve diplomasi trafiğinde en kritik başlıklardan biri olarak görülen SDG’nin (Suriye Demokratik Güçleri) Suriye ordusuna entegrasyonu sürecinde takvim daralıyor.
Sürecin başarıya ulaşması açısından, örgüt bünyesindeki Suriyeli olmayan unsurların tasfiye edilmesi Türkiye açısından vazgeçilmez bir ön şart olarak değerlendiriliyor. Ankara, bu başlığın hem sınır güvenliği hem de bölgesel istikrar açısından belirleyici olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Ankara’nın Ön Şartı: Yabancı Unsurların Tasfiyesi
Türkiye Gazetesi’nde yer alan habere göre, özellikle Türkiye, Irak ve İran kökenli örgüt mensuplarının SDG yapısından çıkarılması, entegrasyon sürecinin temel koşulları arasında bulunuyor.
Güvenlik kaynakları, SDG’nin yaklaşık 50 bin kişilik bir silahlı güce sahip olduğunu, bunun 8 bin ila 8 bin 500 kişilik bölümünün Suriyeli olmayan unsurlardan oluştuğunu belirtiyor. Bu grubun önemli bir kısmının Kuzey Irak ve Türkiye’den gelen örgüt mensupları olduğu ifade ediliyor.
Ankara, bu kişilerin Suriye ordusuna katılım sürecinin tamamen dışında tutulmasını istiyor.
Ankara-Şam Hattında Mutabakat Sağlandı
Edinilen bilgilere göre, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu sürecinde Suriyeli olmayan unsurların kapsam dışı bırakılması konusunda Ankara ile Şam yönetimi arasında tam bir mutabakat sağlanmış durumda.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da son dönemde yaptığı açıklamalarda, SDG içindeki yabancı unsurların çıkarılmasının ve Türkiye’nin güvenliği aleyhine konumlandırılmış tüm yapıların dağıtılmasının zorunlu olduğunu net bir şekilde dile getirmişti.
İmralı Görüşmelerinde Gündeme Geldi
Söz konusu başlığın yalnızca diplomatik kanallarda değil, güvenlik boyutunda da ele alındığı belirtiliyor. Güvenlik birimlerinin PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı’da gerçekleştirdiği görüşmelerde, SDG içindeki yabancı unsurların ayıklanmasının Türkiye açısından vazgeçilmez bir şart olduğu değerlendirmesi yapıldı.
Bu çerçevede Öcalan’ın, SDG elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhan Abdi Şahin’e, örgüt içindeki yabancı unsurların tasfiye edilmesi gerektiğini ifade eden bir mektup gönderdiği öne sürülüyor.
Hukuki Düzenlemeler ve Geri Dönüş İhtimali
SDG’nin bu yönde somut adımlar atması halinde, Türkiye’nin söz konusu gelişmeyi Terörsüz Türkiye süreci kapsamında hayata geçirilmesi planlanan hukuki düzenlemeler açısından önemli bir eşik olarak değerlendireceği belirtiliyor.
Yapıdan çıkarılacak Türkiye kökenli örgüt mensuplarının, talep etmeleri durumunda Türkiye’ye dönüş yapabilecekleri ve yürürlüğe girmesi planlanan hukuki düzenlemelerden yararlanabilecekleri ifade ediliyor.
Öte yandan, Şam yönetimi ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakat çerçevesinde entegrasyon sürecinin ay sonuna kadar tamamlanması öngörülüyor. Ancak güvenlik kaynakları, sahadaki mevcut koşullar nedeniyle sürecin uzamasının muhtemel olduğunu dile getiriyor.
Bu kapsamda yeni bir entegrasyon takviminin belirlenmesi ve teknik detayların netleştirilmesi bekleniyor. Nihai hedef ise SDG unsurlarının belirlenen çerçeve içinde Suriye ordusuna katılımının sağlanması olarak öne çıkıyor.