Üşümezsoy'dan Marmara Depremi Açıklaması

Marmara'da Deprem Tartışmaları: Üşümezsoy'dan Adalar Fayı ve Risk Değerlendirmesi

, Marmara'da büyük riskinin abartıldığını, Adalar Fayı'nın aktif olmadığını ve tek riskli segmentin kırıldığını savunuyor.

06.12.2025 18:30

Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Bölgesi’ndeki deprem riski üzerine yaptığı son değerlendirmelerde, özellikle kamuoyunda yıllardır dile getirilen “Adalar Fayı kırılacak” söylemine karşı çıktı. Harita üzerinde anlattığı fay hatları üzerinden bölgedeki stres birikimini değerlendiren Üşümezsoy, büyük depremi tetikleyecek enerjinin Adalar çevresinde bulunmadığını belirterek tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı.

Yalova–Çınarcık–Esenköy Hattı Üzerindeki Tartışma

Uzun yıllardır deprem tehlikesine ilişkin çeşitli uyarıların gündeme geldiği Yalova–Esenköy–Çınarcık hattını değerlendiren Üşümezsoy, bu bölgede 1999 depreminden sonra stres biriktiği yönündeki tezlere katılmadığını ifade etti. Fay uzunluğu göz önüne alındığında teknik olarak en fazla 6,5 büyüklüğünde bir deprem üretilebileceğini belirten Üşümezsoy, bu büyüklük için gerekli enerjinin de bölgede mevcut olmadığını söyledi. 1894 depreminde bu segmentteki enerjinin büyük oranda boşaldığını dile getiren uzman, “25 yıldır bu söyleme itiraz ediyorum” diyerek medya tarafından sık dile getirilen büyük deprem uyarılarının bilimsel temelden yoksun olduğunu savundu.

“Adalar Depremi Söylemi Bilimsel Değil”

Üşümezsoy, Esenköy’den Bozburun’a uzanan fay hattının Adalar bölgesine devam eden aktif bir yapısının bulunmadığını belirtti. Bu nedenle Adalar merkezli büyük bir deprem beklentisinin doğru olmadığını vurgulayan deprem bilimci, kamuoyunda yıllardır süren iddialara net bir karşılık verdi: “Adalar’a uzanan aktif bir fay hattı yok.”

Marmara’daki Tek Aktif Risk Segmenti: Silivri–Büyükçekmece Arası

Marmara Denizi’nin altındaki fay hatlarına işaret eden Üşümezsoy, Silivri’den Büyükçekmece’ye kadar uzanan deniz içi hattın Marmara’daki tek aktif risk segmenti olduğunu söyledi. Bu hattın 23 Nisan’da yaşanan depremle kırıldığını hatırlatan uzman, Marmara’nın büyük kısmının tarihsel depremlerle zaten parçalandığını ve geriye yalnızca bu küçük segmentin kaldığını ifade etti.

“Marmara’da Kırılacak Hat Kalmadı” İddiası

1912’de Saros açıklarında, 1894’te İstanbul’da ve 1999’da Yalova–Çınarcık kesiminde yaşanan büyük depremleri hatırlatan Üşümezsoy, bölgedeki enerji birikimlerinin bu tarihsel kırılmalarla tükendiğini savundu. “Kırılan fay tekrar kırılmaz” sözleriyle görüşünü pekiştiren Üşümezsoy, bazı bilim insanları tarafından İstanbul için dile getirilen Büyükçekmece–Avcılar–Yeşilköy hattının da bir “ölü fay” olduğunu söyledi.

İstanbul’da Büyük Deprem Beklentisi Tartışması

Uzman, yıllardır sürdürdüğü görüşü tekrar ederek İstanbul için geniş ölçekli bir deprem tehlikesi olmadığını ifade etti. Ona göre risk, yalnızca Silivri–Büyükçekmece arasındaki dar segmentteydi ve bu hat da yakın zamanda kırıldı. Bu nedenle İstanbul’un büyük deprem beklentisinin bilimsel olarak desteklenmediğini ileri sürdü. Sındırgı depremiyle ilgili uyarılarının gerçekleşmesinin ardından kendisine olan ilginin arttığını belirten Üşümezsoy, aynı bilimsel çerçeveyi savunmaya devam ettiğini söyledi.

İznik Gölü Çevresindeki Faylara Yeni Okuma

Prof. Dr. Üşümezsoy, son dönemde Papa 14’üncü Leo’nun ziyaretiyle gündeme gelen İznik bölgesindeki fay hatlarını da değerlendirdi. Mevcut bilgilerde bazı yanlış yorumlar olduğunu öne süren uzman, fayın gölün kıyısından geçtiğini ifade etti. Bu bölgede hem yükselme hem de gölün çökmesine neden olan karmaşık bir jeolojik sürecin bulunduğunu belirten Üşümezsoy, fayların konumu ve karakterine yönelik farklı bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Sıradaki Haber Yükleniyor