Gazze’ye yönelik yıllardır süren ablukayı kırmak ve bölgeye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu, 1 Ekim akşamı Gazze açıklarında İsrail ordusunun saldırısına uğradı. Onlarca gemi ve tekneden oluşan bu filo, bugüne kadar Gazze’ye topluca hareket eden en geniş yardım filosu olarak kayıtlara geçti. Ancak İsrail güçlerinin müdahalesi sonucu gemiler yasa dışı şekilde ele geçirildi, yüzlerce aktivist ise gözaltına alındı.
Türk Aktivistlerden Çarpıcı Tanıklıklar
Filoda yer alan Türk aktivistler, yaşadıkları zorlu süreci kamuoyu ile paylaştı. Aktivist Sinan Akılotu, İsrail’deki gözaltı süreci boyunca Türkiye’nin desteğini her an hissettiklerini belirterek, “Allah devletimizden razı olsun. Hem İsrail’deki süreçte hem Ürdün’e geçişimizde devletimiz hep yanımızdaydı,” ifadelerini kullandı.
Bir diğer katılımcı Turgay Turan, yaşananların manevi yönüne değinerek, “Dualarla oradaydık, kalbimizle oradaydık,” dedi.
“Kefiyemi Çıkartmamı İstediler”
Aktivist Yunus Demir ise gözaltı sürecinde maruz kaldığı şiddeti anlatarak dikkat çekti. Demir, “Kefiyemi çıkartmamı istediler. Reddettiğimde iki iri yarı polis kollarıma girip beni zorla eğdiler, önce kefiyemi çıkarttılar, ardından diziyle göğsüme vurdular,” ifadelerini kullandı. Bu anlatım, İsrail güçlerinin aktivistlere yönelik sert tutumunu gözler önüne serdi.
Olay, dünya genelinde geniş yankı uyandırdı. Birçok ülke, İsrail’in uluslararası sularda gerçekleştirdiği bu müdahaleyi uluslararası hukuka aykırı olarak nitelendirdi. İnsan hakları örgütleri, gözaltına alınan aktivistlerin serbest bırakılması ve yardım malzemelerinin Gazze halkına ulaştırılması çağrısında bulundu.
En Büyük Dayanışma Filosu
Küresel Sumud Filosu, farklı ülkelerden yüzlerce aktivisti, doktoru, gazeteciyi ve gönüllüyü bir araya getirmişti. Bu filo, yalnızca bir insani yardım girişimi değil, aynı zamanda Gazze ablukasına karşı uluslararası dayanışmanın sembolü olarak görülüyor. Katılımcılar, tüm risklere rağmen Gazze’ye ulaşmak için denize açıldıklarını ve bu misyonun insanlık adına önem taşıdığını vurguluyor.
Türk vatandaşlarının güvenli şekilde ülkelerine dönmesi için Dışişleri Bakanlığı ve Ankara’daki diplomatik temsilcilikler devreye girdi. Aktivistler, Ürdün üzerinden Türkiye’ye getirildi. Yaşananların ardından Türkiye, uluslararası topluma “Gazze’ye insani yardımların engellenmemesi” çağrısında bulundu.