Son günlerde sosyal medyada hızla yayılan “Kadınlara askerlik zorunlu olacak” iddiaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Tartışmanın fitilini, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) yapılan bireysel bir başvuru ateşledi. TBMM Dilekçe Komisyonu’na iletilen dilekçede, Anayasa’nın eşitlik ilkesi hatırlatılarak kadınların da erkekler gibi askerlik hizmetine tabi tutulması talep edildi.
Ancak bu dilekçe, resmi bir yasa teklifi değil; dolayısıyla iddiaların yasal bir dayanağı bulunmuyor.
TBMM Dilekçe Komisyonu’na yapılan bu tür başvurular, bireylerin taleplerini Meclis’e iletme hakkı kapsamında değerlendirilir. Bu dilekçeler, yalnızca vatandaş görüşlerini ifade eder; Meclis’te bir yasa teklifine dönüşmesi için milletvekilleri veya ilgili bakanlık tarafından resmi bir düzenleme yapılması gerekir.
Söz konusu dilekçede kadınların da “temel vatandaşlık görevi” olarak askerlik hizmetine katılması istense de, bu başvurunun doğrudan bir yasa değişikliği anlamına gelmediği açıklandı.
Kadınlar İçin Zorunluluk Yok
Türkiye’de askerlik yükümlülüğü halen sadece erkek vatandaşlar için geçerli. Bu durum, 1111 sayılı Askerlik Kanunu ve daha sonra yürürlüğe giren 7179 sayılı Askeralma Kanunu çerçevesinde düzenleniyor.
Mevcut yasal düzenlemelere göre:
Kadınların askerlik yapma zorunluluğu bulunmuyor.
Ancak kadınlar gönüllü olarak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde subay veya astsubay olarak görev alabiliyor.
Zorunlu askerlik yalnızca 20 yaşını doldurmuş erkek vatandaşları kapsıyor.
Sosyal Medyada Yanıltıcı Paylaşımlar
Dilekçenin gündeme gelmesiyle birlikte sosyal medyada “Kadınlar askere alınacak”, “Yeni yasa hazırlanıyor” gibi paylaşımlar yapılmaya başlandı. Ancak bu paylaşımlar gerçeği yansıtmıyor. Meclis kaynakları, konunun yalnızca bireysel bir öneri olarak gündeme geldiğini, resmi bir yasalaşma süreci bulunmadığını vurguladı.
Kadınlara askerlik konusundaki tartışmalar, Türkiye’de zaman zaman eşitlik ilkesi çerçevesinde gündeme geliyor. Bazı kesimler, eşit vatandaşlık sorumluluğunun kadınları da kapsaması gerektiğini savunurken; diğerleri, bunun toplumsal koşullar ve güvenlik ihtiyaçlarıyla bağdaşmadığını öne sürüyor.
Ancak şu an itibarıyla, bu yönde herhangi bir yasal değişiklik planı ya da resmi çalışma bulunmuyor.
