İtalya’nın saygın gazetelerinden il Gazzettino, Türkiye’nin küresel siyasetteki kritik rolünü mercek altına aldı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Roberto Papetti, kaleme aldığı analizde, Ankara’nın çok yönlü dış politikasının Batı’nın geleneksel yaklaşımlarını zorladığını vurguladı.
“Türkiye Küresel Oyuncuya Dönüştü”
Papetti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği pragmatik ve çok taraflı dış politikanın Türkiye’yi yalnızca bölgesel değil, küresel bir aktör haline getirdiğini belirtti. Ankara’nın hem Asya hem Avrupa arasındaki stratejik konumuyla “birçok masada söz sahibi” olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin NATO üyeliğinin, Batı ile askeri bağlarının en güçlü göstergesi olduğuna dikkat çeken Papetti, buna rağmen Avrupa ve ABD’nin Ankara’ya karşı daima temkinli hareket etmek zorunda olduğunu belirtti. “Türkiye öngörülmesi zor, kimi zaman rahatsız edici bir müttefik. Ancak ne NATO ne de Avrupa, Türkiye’den kopabilir. Bu, stratejik bir ortağın kaybı olur ve Ankara’yı Rusya ile Çin eksenine iter” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin jeopolitik öneminin yalnızca askeri boyutta olmadığını vurgulayan Papetti, enerji güvenliği ve ticaret yollarındaki rolüne dikkat çekti:“Ankara, Karadeniz’den Akdeniz’e, Kafkaslar’dan Orta Doğu ve Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada belirleyici etkiye sahip. Enerji geçiş hatları, ticaret koridorları ve göç yönetimi açısından Türkiye, Batı için vazgeçilmezdir.”
Papetti, Türkiye’nin artan ekonomik cazibesine de değindi. Özellikle Çinli otomotiv devi BYD’nin Türkiye yatırımı, ülkenin hem Batı hem Doğu için vazgeçilmez bir merkez haline geldiğini gösteriyor. Papetti, “Sanayi, enerji ve lojistikte Türkiye, küresel ekonominin kesişim noktası. Ekonomi ile jeopolitiğin buluştuğu yerde Ankara, yeni bir güç merkezi inşa ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Batı İçin Kaçınılmaz Ortak
Türkiye’nin “zor bir müttefik” olarak algılanmasının yeni bir durum olmadığını belirten Papetti, Soğuk Savaş’tan bu yana Batı’nın Ankara ile ilişkisini “dikkatle yönetmek zorunda” kaldığını hatırlattı. Bugün ise bu ilişkinin daha karmaşık bir hale geldiğini, çünkü Türkiye’nin elindeki kartların çok daha güçlü olduğunu söyledi.
Analizinde Batı’nın Türkiye ile ilişkisini “dikkatle dengelenmiş bir zorunluluk” olarak nitelendiren Papetti, şu ifadelerle noktaladı:“Bu hassas dengeyi bozmak Batı’nın çıkarına değil. Türkiye olmadan ne bölgesel ne de küresel güvenlik dengesi korunabilir. Avrupa ve ABD, zaman zaman Ankara’dan rahatsız olsa da kapıyı asla kapatamaz; çünkü Türkiye’siz bir dünya düzeni artık mümkün değil.”
