Tarihin en çok kuşatılan şehirlerinden biri olan Konstantiniyye, Makedonya Kralı Phillippe’den Roma İmparatoru Septim Severus’a, Emevilerden Haçlılara kadar pek çok güç tarafından ele geçirilmeye çalışıldı. Bu uzun kuşatma tarihine son ve en etkili girişimi Osmanlılar gerçekleştirdi. 29 Mayıs 1453’te Sultan 2. Mehmed’in önderliğinde fethedilen şehir, tarihin seyrini değiştirdi.
Kuşatma Öncesi Hazırlıklar
Tahta geçtiğinde İstanbul’un fethini en önemli hedefi olarak belirleyen Sultan 2. Mehmed, şehrin denizden gelecek yardımlarla direnmesini önlemek amacıyla 1452’de Rumeli Hisarı’nı inşa ettirdi. Bu yapı, Anadolu Hisarı ile birlikte Boğaz'ı kontrol altına aldı. Aynı zamanda, İstanbul’un güçlü surlarını aşmak için dev toplar döktürüldü ve bunlar Şubat 1453’te şehrin önlerine sevk edildi.
Ordunun İlerlemesi ve Kuşatmanın Başlangıcı
5 Nisan 1453’te Osmanlı ordusu İstanbul önlerine ulaştı. Ordunun manevi liderleri arasında Akşemseddin, Akbıyık ve Molla Gürani gibi isimler de yer alıyordu. 6 Nisan’da kuşatma resmen başladı. Osmanlı kuvvetleri hem karadan hem denizden surları zorlamaya başladı. Bizans savunması ise direnişini sürdürdü ve surlardaki hasarları onarmaya çalıştı.
Osmanlı donanması, Bizans’a yardım getiren Ceneviz ve Venedik gemilerine karşı yetersiz kalınca, 2. Mehmed radikal bir karar aldı. 21 Nisan gecesi, 72 kadırga Dolmabahçe üzerinden karadan yürütülerek Haliç’e indirildi. 22 Nisan sabahı Haliç’ten top atışları başlatıldı. Bu manevra, hem Bizanslıları şaşkına çevirdi hem de savaşın seyrini Osmanlı lehine çevirdi.
Son Barış Girişimi ve Büyük Taarruz
24 Mayıs’ta 2. Mehmed, son bir kez barış teklifinde bulundu ancak Bizans bu teklifi reddetti. 29 Mayıs sabahı başlayan büyük taarruzda Osmanlı ordusu surları aşmayı başardı ve şehir kapıları açıldı. Böylece, yüzyıllardır süren kuşatmaların sonuncusu başarıya ulaştı.
İstanbul'un Fethinin Sonuçları
İstanbul’un fethi, sadece Osmanlı Devleti için değil, dünya tarihi açısından da bir dönüm noktası oldu. Bu zaferle Sultan 2. Mehmed, “Fatih” unvanını aldı ve Peygamber'in övgüsüne mazhar olan komutan oldu. Şehre hoşgörüyle yaklaşarak yağmaya izin vermedi ve fethin sembolü olarak Ayasofya’yı camiye çevirdi.
Fetihle birlikte Orta Çağ kapanırken, Yeni Çağ’ın kapıları aralandı. İstanbul artık Osmanlı’nın başkenti ve yeni bir medeniyetin merkezi olacaktı.