İletişim Başkanlığı, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek vatandaşları resmi açıklamalara itibar etmeye davet etti.
Açıklamada, köprü ve otoyolların satışının hukuken mümkün olmadığı vurgulandı. Bu varlıkların mülkiyetinin devlette kaldığı, yalnızca belirli süreyle işletme ve bakım hakkının özel sektöre devredilebildiği ifade edildi. Açıklamanın devamında, bu uygulamanın mevcut hükümete özgü olmadığı, geçmiş dönemlerde de benzer yöntemlerin kullanıldığı belirtildi.
Yasal Zemin 1994’te Atıldı
İletişim Başkanlığı, söz konusu uygulamanın 1994 yılında çıkarılan 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun ile yasal çerçeveye oturtulduğunu hatırlattı. Bu kanunla otoyol ve köprülerin işletme hakkı devrinin önü açılmış, görev de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na verilmişti.
Açıklamada, Orta Vadeli Plan’da yer alan özelleştirme gelir hedeflerinin mülkiyet devrini değil, işletme hakkı devrinden elde edilecek gelirleri kapsadığı belirtildi. Dolayısıyla iddiaların aksine, köprü ve otoyolların satışının gündemde olmadığı kaydedildi.
Kamuoyunda “satış” olarak yorumlanan sürecin aslında finansal ve teknik danışmanlık hizmeti alımı olduğu vurgulandı. Bu süreçte uluslararası örneklerin incelendiği, adil ve şeffaf ücretlendirme modelleri geliştirildiği, devletin yatırım yükünü hafifletecek finansman yöntemlerinin araştırıldığı belirtildi. Ayrıca, kamu yararını gözeten stratejilerin oluşturulduğu ifade edildi.
İddialara Sert Tepki
Başkanlık, köprü ve otoyolların yabancılara satılacağı ya da devletin elinden çıkarılacağı yönündeki söylemlerin tamamen asılsız olduğunu açıkladı. “Satış”, “vatandaşa yük”, “peşkeş” gibi ifadelerin kamuoyunda yanlış algı oluşturmayı amaçladığına dikkat çekildi.