Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısından, Türkiye’nin uzun süredir yakından takip ettiği önemli bir karar çıktı. Komisyon, oluşturacağı özel bir heyetin İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan ile görüşmesini kararlaştırdı.
DEM Heyeti’nden Sürece Dair İlk Yorumlar
Sürecin kamuoyuna yansıyan ilk değerlendirmeleri, DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan tarafından yapıldı. Buldan, partisinin Erzurum İl Başkanlığı’nca düzenlenen Barış ve Demokratik Toplum Buluşmasında konuşarak hem devlet kanadıyla hem de Abdullah Öcalan’la yapılan temaslara dair önemli mesajlar verdi.
Buldan, süreçle ilgili eleştirilerin farkında olduklarını belirterek, “Her şeyin bir zamanı var” ifadesini kullandı ve her iki tarafın da çözüm yönünde güçlü bir irade sergilediğini vurguladı.
Konuşmasında 2013–2015 yılları arasında yürütülen çözüm girişimlerine değinen Buldan, bu dönemin kesintiye uğramasının Türkiye için büyük bir kayıp olduğunu söyledi. Yaklaşık 10 yıllık aranın toplumsal ve siyasal açıdan ciddi sonuçlar doğurduğunu belirten Buldan, o yıllarda başlayan sürecin sürmesi halinde “çok farklı bir noktada olunabileceğini” dile getirdi.
İmralı Görüşmeleri ve Öcalan’ın Mesajları
Pervin Buldan, Öcalan’la en son 3 Kasım’da görüştüklerini ve bu görüşmelerin düzenli şekilde sürdüğünü ifade etti. Öcalan’ın her temaslarında “şiddetin ve çatışmanın geride kalması gerektiğini” vurguladığını belirten Buldan, sürecin merkezine siyaset, müzakere ve barışı koyan bir yaklaşımın öne çıktığını söyledi.
Buldan’a göre Öcalan, hem Kürtlerin hak ve hukuklarının tanınmasını hem de Türkiye’nin ortak geleceğinde eşitlikçi bir yaklaşımın tesis edilmesini savunuyor. Bu çerçevede Öcalan’ın, çözüm için “büyük bir sorumluluk üstlenen bir aktör” olduğunu dile getirdi.
Sürecin ilerleyebilmesi için hukuki altyapının güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Buldan, “geçiş hukuku” olarak ifade edilen muhtemel düzenlemenin belirsizliğini koruduğunu ancak hem iktidar hem de DEM Parti cephesinde bu konuda hazırlık yürütüldüğünü kaydetti.
Buldan, CHP’nin sürece yönelik tutumunu eleştirerek, Kürt sorununda çözüm odaklı bir yaklaşımın tüm siyasi partiler için zorunluluk olduğunu dile getirdi. Barışın “siyaset üstü bir mesele” olduğunu vurgulayan Buldan, tüm tarafların sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasının sonunda, Türk ve Kürt halklarının tarihsel kardeşliğine dikkat çeken Buldan, Öcalan’ın da Türkiye merkezli bir çözüm ve ortak gelecek perspektifi ortaya koyduğunu söyledi. Erzurum’da bu mesajları paylaşmanın sembolik bir anlam taşıdığını belirten Buldan, hem kardeşçe hem de eşitçe bir yaşamın mümkün olduğunu dile getirdi.
