DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin diğer eş genel başkanı Tülay Hatimoğulları’nın ardından CHP’nin İmralı’ya gitmeme yönündeki tutumunu eleştirerek tartışmayı yeniden gündeme taşıdı.
Bakırhan, CHP’nin devletin kurucu partisi kimliği nedeniyle “yüzyıllık meselenin çözümünde sorumluluk üstlenmesi gerektiğini” vurguladı.
“Türkiye’nin En Temel Meselesinde Cesaret Gerekir”
Bakırhan yaptığı açıklamada, CHP’nin çözüm sürecine katkı sunabilecek önemli bir aktör olduğunu söyledi. İktidar hedefi olan bir partinin risk almaktan kaçınmaması gerektiğini belirten Bakırhan, “Bu mesele 86 milyonu ilgilendiriyor; taban hassasiyetine sığınarak siyaset yapılamaz” ifadelerinde bulundu. Ona göre muhalefet partileri de çözüm odaklı, cesur bir perspektif ortaya koymalı.
“Barış ve Demokratik Toplum Süreci İçindeyiz”
“Terörsüz Türkiye sürecinde hangi eşiğe gelindiği” sorusu üzerine Bakırhan, yürütülen süreci “barış ve demokratik toplum süreci” olarak tanımladı. Son yüzyılın en ağır ve en çok acı bırakan sorunlarından birinin ele alındığını belirterek, bunun toplumsal hafızada büyük bir anlam taşıdığını ifade etti.
1 Ekim’de başlayan sürecin beklenmedik gelişmelerle ilerlediğini söyleyen Bakırhan, özellikle Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli çağrısını “tarihi ve ezber bozan” olarak niteledi. Öcalan’ın silah bırakma, örgütü feshetme ve Türkiye’ye yönelik eylemleri durdurma yönündeki çıkışının toplumun büyük çoğunluğu tarafından öngörülmediğini hatırlattı.
Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de yaptığı açıklamayı “cesur” olarak değerlendirdi. Bahçeli’nin “Gerekirse İmralı’ya ben giderim” sözleri için ise, “Sayın Bahçeli en başından beri tutarlı bir siyaset izliyor. Öcalan da Bahçeli de ilk söyledikleri çizgiyi sürdürüyor” yorumunu yaptı.
“Barışı Toplumsallaştıracak Adımlar Atılmalı”
Bakırhan, barış sürecinin ilerleyebilmesi için iktidarın da sorumluluk alması gerektiğini belirterek, toplumda güven oluşturacak bazı adımların gecikmeden atılabileceğini söyledi. Kayyım uygulamaları, cezaevlerinin doluluğu ve muhalif belediyelere yönelik operasyonları hatırlatarak, “İdari kararlarla bile nefes aldıracak bir barış iklimi yaratılabilir” ifadelerini kullandı.
“Aktif Rol Üstlenmeli”
Bakırhan, CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararını “talihsiz” olarak nitelendirdi. Bu tür tartışmaların çözümün önünü tıkadığını savunan Bakırhan, CHP’nin sürecin iyileştirilmesinde sorumluluk alabilecek güçte bir parti olduğunu söyledi.
“86 milyonun bir kesimini temsil eden CHP, bu meselede ne sağa sola savrulmalı ne de yalnızca iktidar karşıtlığı üzerinden politika yürütmeli” diyen Bakırhan, ana muhalefet partisinin toplumsal barışa katkı sunabilecek adımlar atabileceğini vurguladı.
