Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), “Terörsüz Türkiye” başlığını taşıyan 53 sayfalık kapsamlı raporunu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sundu. Rapor, CHP Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarafından hazırlandı ve Grup Başkanvekili Murat Emir tarafından bugün saat 12.00’de Meclis’e teslim edildi. Çalışma, terörle mücadeleyi yalnızca güvenlik perspektifiyle değil, demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal barış ekseninde ele almasıyla dikkat çekiyor.
Raporun Detayları
Raporun teslimi sonrası açıklamalarda bulunan Murat Emir, çalışmada kayyım uygulamalarına son verilmesi, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının eksiksiz uygulanması gibi pek çok demokratikleşme önerisinin yer aldığını belirtti.
Emir, örgüt üyelerinin entegrasyonu ve kamuoyunda “Umut Hakkı” olarak bilinen düzenlemeye ilişkin raporda herhangi bir öneri bulunmadığını da özellikle vurguladı. Bu konularda sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için yeterli veri olmadığını ifade eden Emir, Adalet Bakanlığı bürokrasisinin seçenekli çalışmalar ve etki analizleri hazırlaması gerektiğini, CHP’nin de bu sürece katkı sunmaya hazır olduğunu söyledi.
CHP’nin temennisinin, söz konusu raporun tüm siyasi partilerin katkısıyla ortak bir metne dönüşmesi olduğunu dile getiren Emir, rapor yazım sürecinde CHP adına kendisinin görev alacağını açıkladı. DEM Parti adına ise komisyon üyesi milletvekili Cengiz Çiçek’in rapor yazım ekibinde yer alacağı belirtildi. Bu yaklaşım, Meclis çatısı altında diyalog ve uzlaşı arayışının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Raporda, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kuruluş biçimine yönelik eleştiriler de yer aldı. CHP, komisyonun kanunla kurulmasının daha doğru olacağını savunarak, bu sayede çalışma usul ve esaslarının daha net belirlenebileceğini ve ifade özgürlüğü açısından daha güvenli bir ortam oluşturulabileceğini ifade etti.
Ayrıca komisyon çalışmalarında özgür ve şeffaf bir müzakere ortamının sağlanamadığı, Kürt sorununun yalnızca terör ve silah bırakma çerçevesine indirgenmesinin sürece zarar verdiği görüşü dile getirildi.
Raporda Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin ciddi şekilde zedelendiği savunuldu. AYM ve AİHM kararlarının sistematik biçimde uygulanmamasının “anayasasızlaştırma” sürecine yol açtığı belirtilirken, ülkede fiilen “ikili bir hukuk sistemi” oluştuğu ifade edildi. Buna göre, iktidara yakın kesimler için cezasızlık, muhalif kesimler için ise baskıcı uygulamalar söz konusu. CHP, bu tablonun toplumsal barışı zedelediğini ve güven duygusunu ortadan kaldırdığını vurguladı.
Raporun temel yaklaşımı, Kürt sorunu dahil olmak üzere Türkiye’deki tüm sorunların çözümünün demokratik reformlardan geçtiği yönünde. Hukuk devletinin yeniden inşa edilmesi, yargı bağımsızlığının sağlanması, tutuklamanın istisna haline getirilmesi ve anti-demokratik yasal düzenlemelerin kaldırılması, raporun öne çıkan önerileri arasında yer aldı. CHP, bu adımların yalnızca belirli bir kesim için değil, 86 milyon yurttaşın tamamı için gerekli olduğunu savunuyor.
Raporda; ifade ve basın özgürlüğünden yerel yönetimlere, yargı reformundan kadın ve çocuklara yönelik şiddetle mücadeleye, eğitim ve ekonomide demokratikleşmeden inanç özgürlüğüne kadar çok sayıda başlık bulunuyor. CHP, bu önerilerin toplumun Meclis’e ve siyaset kurumuna olan güvenini artırmayı amaçladığını belirtiyor.