İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Türkiye siyasetinde yeni bir kırılma yarattı. Bu gelişme sonrasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçim çağrısını yineleyerek, “Erken seçimi getirmek için her yolu deneyeceğiz” açıklamasıyla muhalefetin kararlılığını ortaya koydu. İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte muhalefet cephesinde siyasi baskıların arttığı yorumları yapılırken, CHP’nin erken seçim için yeni stratejiler geliştirdiği görülüyor.
CHP’den Toplu İstifa Gündemde
CHP kulislerinde konuşulan en güçlü senaryolardan biri, çok sayıda milletvekilinin istifasıyla kasım ayında bir ara seçim sürecinin başlatılması. Türkiye Gazetesi’nde yer alan habere göre, CHP bu yolla Meclis’te boş sandalye sayısını artırarak anayasal sınır olan 30 vekil boşluğuna ulaşmayı hedefliyor. Şu anda TBMM’de 7 sandalye boş durumda. Bu sayıya 23 CHP’li milletvekilinin daha eklenmesi, teknik olarak ara seçimi zorunlu hale getirebilir.
Bu stratejinin hayata geçirilebilmesi için kritik bir engel bulunuyor: Milletvekili istifalarının Meclis Genel Kurulu tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki çoğunluğu elinde bulundurması nedeniyle, CHP’li vekillerin istifalarının reddedilmesi halinde ara seçim yapılamıyor. AKP kaynakları, bu hamleyi “nafile bir çaba” olarak değerlendiriyor.
Sine-i Millet Tartışması da Gündemde
CHP’nin gündeme aldığı bir diğer plan ise “sine-i millete dönmek”, yani milletvekillerinin istifa ederek Meclis dışına çekilmesi. Ancak bu yöntem de Meclis’in onayına tabi. Sine-i millet stratejisi, siyasi baskının artırılması ve kamuoyu desteği ile erken seçimin zorlanması açısından sembolik bir anlam taşıyor. Ancak anayasal çerçevede bu adımın sonuç doğurabilmesi için yine Meclis onayı şart.
AKP’den 2027 Sinyali
Türkiye Gazetesi’ne konuşan AKP kaynakları ise erken seçimi gündemlerinde görmediklerini ifade ediyor. “Seçimler 2028’de yapılacak” vurgusuna rağmen, 2027 Kasım ayında yapılacak bir seçim teklifine karşı çıkmayacaklarını belirten iktidar kanadı, olası bir Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinin de bu takvime göre şekillenebileceğini ima ediyor. Bu açıklama, 2027’de bir seçim olasılığının kapısının tamamen kapalı olmadığını gösteriyor.