"Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" olarak adlandırılan paket, Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan ilk yargı düzenlemesi olma özelliğini taşıyor.
Cezasızlık Algısına Son
Yeni düzenleme ile özellikle toplumda tartışma yaratan “cezasızlık” algısının ortadan kaldırılması hedefleniyor. Bakan Tunç, ceza alan hükümlülerin, ceza süresi 2 yılın altında olsa dahi, infaz kurumunda en az 1/10 oranında ceza yatmadan denetimli serbestliğe çıkamayacaklarını belirtti. Bu adımla cezaların caydırıcılığının artırılması ve infaz sürecinin daha amaca uygun hale getirilmesi amaçlanıyor.
Yargı paketinde dikkat çeken bir diğer düzenleme ise, suçlarını tekrarlayan hükümlülerle ilgili. Hakkında ikinci kez tekerrür kararı verilen kişilerin, süreli hapis cezalarının dörtte üçünü iyi halle tamamlamaları durumunda koşullu salıvermeden yararlanabilecekleri belirtildi. Bu uygulamanın, suçluların topluma yeniden kazandırılması ve rehabilitasyon süreçlerinin güçlendirilmesi açısından önemli olduğu vurgulandı.
Esnek İnfaz Usulleri Genişletiliyor
Yargı Paketi ile özel infaz yöntemlerinin kapsamı da genişletiliyor. Hafta sonu veya gece infaz uygulamaları artık daha geniş bir suç skalasını kapsayacak şekilde düzenleniyor. Kasten işlenen suçlarda bu süre 1 yıl 6 aydan 3 yıla, taksirle işlenen suçlarda ise 3 yıldan 5 yıla kadar çıkarılacak. Konutta infaz uygulamaları ise yaşlı, kadın ve çocuk hükümlüler için daha fazla esneklik sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılıyor.
Hasta, Engelli ve Doğum Yapan Kadınlara Özel Düzenlemeler
Ağır hastalık veya engellilik durumu bulunan, cezaevinde yaşamını sürdüremeyecek kişilere, toplum güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturmamaları koşuluyla cezalarının evde infaz edilmesi imkanı tanınacak. Ayrıca doğum yapmış kadın hükümlüler için de cezaevinde kalmadan, konutta infaz süresi 3 yıldan 5 yıla çıkarılacak.
Bakan Tunç, bu yargı paketiyle yalnızca cezaların değil, suçluların topluma kazandırılması süreçlerinin de daha sistematik hale getirileceğini vurguladı. Böylece hem toplumun adalet duygusu güçlendirilecek hem de infaz sisteminin insani yönü daha çok ön plana çıkarılacak.