Suriye sahasındaki dengelerin yeniden kurulduğu bu kritik süreçte, Türk diplomasisi ve güvenliğinin zirvesi Şam’da önemli temaslarda bulundu. Şam Uluslararası Havalimanı’nda Suriyeli mevkidaşları tarafından karşılanan heyet, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya gelerek iki ülke arasındaki stratejik yol haritasını masaya yatırdı.
Öne Çıkan Gündem Maddeleri
Görüşmelerin odak noktasını, son bir yılda kat edilen mesafe ile bölgedeki güncel tehditler oluşturdu. Özellikle İsrail’in saldırgan tutumu nedeniyle Suriye’nin güneyinde beliren güvenlik riskleri, Türk ve Suriyeli yetkililerce kapsamlı şekilde değerlendirildi.
Ziyarette öne çıkan başlıklar şunlar oldu:
Terörle Ortak Mücadele: Suriye’nin DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonuna (DMUK) katılımı bağlamında, örgütün sahadaki kırılganlıktan yararlanarak yeniden canlanmasını önleyecek iş birliği mekanizmaları ele alındı.
Güneydeki Tehditler: İsrail’in saldırganlığının bölge istikrarına etkileri ve sınır güvenliği konularında ortak refleks geliştirilmesi üzerinde duruldu.
Yeniden İnşa: 15 yıllık yıkımın ardından Suriye’nin yeniden imarı için yürütülen ikili projeler ve Suriye hükümetinin kapasitesini artırmaya yönelik Türkiye’nin desteği teyit edildi.
Büyükelçi Nuh Yılmaz Şam’da Göreve Başlıyor
Bu tarihi ziyaretin bir diğer önemli detayı ise diplomatik temsil düzeyindeki artış oldu. Türkiye’nin Şam Büyükelçisi olarak atanan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, heyetle birlikte Şam’a intikal ederek görevine resmen başladı. Bu adım, iki ülke arasındaki diplomatik kanalların tam kapasiteyle çalışacağının en somut göstergesi olarak nitelendiriliyor.
Bundan tam bir yıl önce, Esed rejiminin devrilmesinin hemen ardından 22 Aralık 2024’te Şam’ı ziyaret eden Bakan Fidan, bugün gelinen noktada ilişkilerin siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutlarıyla rüştünü ispatladığını vurguladı. Geçen bir yıllık süreçte Türkiye, Suriye ihtilafının yaralarını sarmak için desteğini sürdürürken; ekonomi ve güvenlik alanlarında "tarihi iş birliği fırsatlarını" hayata geçirmeye başladı.
Türkiye’nin önceliği, yeni Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak, istikrarını pekiştirmek ve iki ülkenin ortak menfaatleri doğrultusunda bölgesel barışa hizmet etmek olarak kaydedildi.