Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türkiye’nin deprem riskine ilişkin haritasını güncelleyerek kamuoyuyla paylaştı. Yapılan açıklamada, ülke genelinde deprem riski en düşük ve en yüksek olan iller yeniden sınıflandırıldı. Güncellenen verilere göre toplamda 23 il, 4. ve 5. derece deprem bölgelerinde yer alarak “düşük riskli” sınıfına alındı.
En Güvenli İller
AFAD’ın açıklamasına göre, Niğde, Karaman ve Aksaray illeri Türkiye’nin en düşük deprem riski taşıyan bölgeleri arasında gösterildi. Bu illerin tamamı 4. ve 5. derece deprem bölgesinde bulunuyor ve aktif fay hatlarından oldukça uzakta yer alıyor. Bu durum, yapılaşma ve şehir planlaması açısından önemli bir avantaj sağlıyor.
Nevşehir 4. derece, Yozgat ise 3. derece deprem bölgesinde bulunuyor. Kırıkkale ve Kırşehir ise 3. ve 4. derece risk bölgelerine dahil edildi. Başkent Ankara’da ise bazı ilçeler, özellikle Etimesgut ve Mamak gibi yerler 4. derece deprem bölgesinde yer almakta. Bu ilçelerin diğer bölgelere göre daha düşük risk taşıdığı belirtiliyor.
Bartın, fay hattına 132 kilometre mesafede bulunarak sismik olarak sakin bölgeler arasında yer aldı. Zonguldak 2. derece risk grubunda olmasına rağmen düşük sismik aktivite ile dikkat çekiyor. Sinop, Giresun ve Trabzon gibi Karadeniz şehirlerinin ise deprem geçmişi oldukça sakin, bu da bölgeyi görece güvenli kılıyor.
Güvenli İlçeler, Riskli Şehirler
Bazı şehirler genel olarak riskli bölgelerde yer alsa da, iç kesimlerinde kalan ilçeleri daha güvenli olarak sınıflandırılıyor. Örneğin, Mardin 3. derece deprem bölgesinde yer alırken, Artvin’in sahil ilçeleri riskli görülürken iç kesimleri daha az riskli kabul ediliyor.
Antalya ise zemine bağlı olarak ilçeler arasında değişen risk seviyelerine sahip.
En Riskli İller
AFAD’ın açıklamasında en yüksek risk taşıyan iller de açıklandı. Erzincan, Tokat, Amasya, Kastamonu, Çankırı, Karabük, Düzce, Bolu, Adapazarı, Yalova, Kocaeli, İstanbul, Çanakkale, Balıkesir ve Bursa gibi şehirler, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alıyor. Bu bölgelerde, geçmişte yaşanan büyük depremler göz önüne alındığında yapılaşma güvenliği ve afet hazırlığı hayati önem taşıyor.