Büyükçekmece Adliyesi’ndeki 147 milyon liralık altın ve gümüş hırsızlığının ardından, bu kez İstanbul Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait Suç Eşyası ve Emanet Deposu’nda yeni bir skandal patlak verdi. Adliyelerdeki emanet işlemlerinin güvenliğine dair tartışmalar sürerken yaşanan bu ikinci olay, yargı kurumlarındaki denetim mekanizmalarının tekrar sorgulanmasına neden oldu.
Rutin Denetimde Ortaya Çıkan Kayıp Silahlar
Adalar’daki emanet deposunda yapılan rutin sayım sırasında toplam 12 tabancanın kayıp olduğu tespit edildi. Bu tür depolarda suç soruşturmaları sırasında el konulan ya da mahkemeye sunulması gereken deliller muhafaza ediliyor. Dolayısıyla herhangi bir eksiklik, hem yargı sürecini tehlikeye atıyor hem de kamu güvenliği açısından ciddi bir risk teşkil ediyor. Denetim ekibi, kayıp silahların kriminal incelemeye gönderilip gönderilmediğini belirlemek için İstanbul Bölge Polis Kriminal Laboratuvarı’na yazı gönderdi.
Yapılan yazışmalar sonucunda kayıp silahlardan üçünün yeniden incelemeye alındığı ortaya çıktı. Bu üç silahtan ikisinin, Adalar Adliyesi’nin Emanet İşlemleri Bürosu’nda zabıt katibi olarak görev yapan U.E. isimli personelin üzerinden daha önce temin edildiği anlaşıldı. Üçüncü silah ise terör ve örgütlü suçlar kapsamında yürütülen ayrı bir soruşturma sırasında bir şüphelinin ikametinde bulunmuştu.
Soruşturma kapsamında yapılan araştırmalarda U.E.’nin, geçmişte Adalar Adliyesi Emanet İşlemleri Bürosu’nda görev yaptığı ve halen aynı başsavcılık çatısı altında çalışmaya devam ettiği belirlendi. Bu tespit, silahların kaybolmasına ilişkin soruşturmanın merkezine U.E.’nin yerleşmesine yol açtı.
Gözaltı ve Tutuklama
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili geniş kapsamlı bir soruşturma başlatırken zabıt katibi U.E., görevi kötüye kullanma ve emanet altında bulunan silahları usulsüz şekilde dışarı çıkarmak suçlamalarıyla 26 Kasım’da gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
U.E.’nin evinde yapılan aramada kayıp silahlardan sadece üçüne ilişkin bilgi doğrulanırken, geriye kalan dokuz silaha ulaşılamadı. Silahların akıbeti bilinmediği için soruşturma, kamu güvenliği açısından yüksek öneme sahip olarak değerlendiriliyor. Bu silahların satıldığı ya da üçüncü kişilere verildiği iddiaları üzerinde durulurken, kolluk kuvvetleri incelemelerini derinleştiriyor.
