Konuşmasında Filistinli gazetecilerin yaşadığı trajedilere değinen Erdoğan, Gazze’de İsrail saldırıları sonucu şu ana kadar 212 gazetecinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Bu kayıpların, özgür basının nasıl hedef alındığını ortaya koyduğunu belirterek, basın mensuplarının sadece haber üreticisi değil, aynı zamanda hakikatin savunucusu olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye genelindeki yerel medya çalışanlarının sadece büyük şehirlerde değil, ülkenin dört bir yanında önemli görevler üstlendiğini; yerel medyanın ekonomik zorluklar kadar, kimi zaman yerel otoritelerin baskılarıyla da mücadele ettiğini belirtti. Anadolu medyasının, halkın sesi ve demokrasinin taşıyıcısı olarak vazgeçilmez olduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasına şu şekilde devam etti...
“Manşetlerle Çarpışa Çarpışa Geldik”
Kendi siyasi geçmişinden örnekler vererek konuşmasına devam eden Erdoğan, geçmişte medyanın tek sesli yapısıyla mücadele ettiklerini söyledi. Özellikle 1990’lı yıllarda yaşanan medya baskılarını hatırlatarak, bugün gelinen noktada Türkiye’nin daha özgür ve çeşitli bir medya ortamına sahip olduğunu ifade etti.
Gazeteciliğin ciddi bir meslek olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Her eline mikrofon alan gazeteci değildir” diyerek mesleğin itibarının korunması gerektiğine dikkat çekti. Sahte gazetecilik faaliyetlerinin, özellikle FETÖ gibi yapılar tarafından medya kisvesi altında yürütülen operasyonlara zemin hazırladığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski medya düzeninin sona erdiğini, yeni Türkiye’de artık farklı bir medya anlayışının benimsendiğini ifade etti. Anadolu medyasının da bu dönüşüme ayak uydurarak hem içerik kalitesini hem de dijital mecralardaki etkinliğini artırması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “Bu millet size güveniyor, inanıyor, sizleri dikkatle takip ediyor” ifadelerini kullandı.