Faiz Kararı Piyasaları Nasıl Etkileyecek?

Merkez Bankası'nın Faiz Kararı Piyasaları Nasıl Etkileyecek?

TCMB, politika faizini yüzde 46'da sabit tutarak sıkı para politikasını sürdürme kararlılığını gösterdi. Uzmanlar, bu duruşun piyasa güvenini artırdığı görüşünde.

19.06.2025 14:45 | Son Güncelleme : 19.06.2025 17:39

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Haziran ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 46 seviyesinde sabit bıraktı.

Bu kararla birlikte TCMB, son aylarda uyguladığı sıkı para politikası duruşunu koruduğunu bir kez daha vurguladı. Kararın açıklanmasının ardından piyasalarda genel beklenti yönünde bir hareket gözlendi.

Enflasyon Belirleyici Olmaya Devam Ediyor

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Develi, kararın arkasında yatan en önemli gerekçelerden birinin enflasyona odaklı politika anlayışı olduğunu belirtti. Develi, Merkez Bankası’nın “enflasyon güdümlü” yaklaşımının, karar mekanizmasının temelini oluşturduğunu vurguladı.

Mayıs ayı enflasyonunun beklenenden düşük gelmesi faiz indirimi ihtimalini gündeme getirse de, TCMB faiz oranında herhangi bir değişiklik yapmayarak sıkı duruşun süreceğini gösterdi.

Gevşeme Sinyali Yok, Sıkı Politika Sürecek

Prof. Dr. Develi’ye göre, Merkez Bankası’nın iletişim dili de dikkat çekici. Kararda herhangi bir gevşeme sinyali yer almazken, bankanın gerektiği takdirde ek sıkılaşma adımları atabileceği vurgulandı. Bu durum, piyasalara net bir mesaj veriyor: Enflasyondaki gelişmelere göre gerektiğinde daha sert adımlar atılabilir.

Temmuz Sonrasına Dikkat Çekildi

Stratejist Cüneyt Paksoy ise Merkez Bankası’nın son dönemde piyasa beklentileriyle daha uyumlu bir çizgiye geldiğini ifade etti. Özellikle yıl sonu enflasyon hedefleriyle ilgili beklenti anketlerinin TCMB ile örtüşmesi, güven ortamının güçlenmesine katkı sağlıyor. Paksoy, Merkez Bankası’nın veri odaklı yaklaşımının sürdüğünü, olumlu ekonomik verilerin devam etmesi halinde temmuz sonrası için politika manevra alanı oluşabileceğini belirtti.

Risklere Karşı Hazırlıklı Duruluş

Paksoy ayrıca, TCMB’nin yalnızca gevşemeye değil, gerektiğinde faiz artışına da açık olduğunu vurguluyor. Bu duruş, Merkez Bankası’nın piyasa üzerindeki etkisini artırıyor ve kurumun kredibilitesini korumasına yardımcı oluyor. CDS (kredi risk primi) ve döviz rezervlerindeki gelişmelerin bu politik duruşla birlikte daha olumlu bir seyir izlemesi bekleniyor.

Finansal piyasalarda özellikle tahvil cephesinde Merkez Bankası’nın adımlarına olumlu tepkiler verildiği gözleniyor. Uzun vadeli tahvil faizlerinde kontrollü bir seyir dikkat çekerken, borsa tarafında bu etkiye yanıtın daha zaman alabileceği ifade ediliyor.

Sıradaki Haber Yükleniyor