Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) her yıl düzenlediği Global Medya Günü, bu yıl İsviçre’nin Cenevre kentinde havacılık sektörünün temsilcilerini bir araya getirdi. Etkinlikte sektörün ekonomik görünümü, küresel riskler ve havayollarının karşılaştığı yapısal sorunlar detaylı şekilde ele alındı. Açılış konuşmasını IATA Genel Direktörü Willie Walsh yaptı.
2026 İçin Rekor Kâr Beklentisi
Walsh, havayollarının 2026 yılında yüzde 3,9’luk net kâr marjına ulaşmasının ve toplamda 41 milyar dolar kâr açıklamasının öngörüldüğünü belirtti. Bu rakamın havacılık tarihinde yeni bir rekor anlamına geldiğini vurgulayan Walsh, sektörün son yıllarda pandemi, tedarik zinciri sıkıntıları ve jeopolitik gerilimlerle sınandığını hatırlattı.
Küresel ticaretin yavaşlaması, artan güvenlik riskleri ve düzenleyici yüklerin sektöre maliyet bindirmeye devam ettiğini dile getiren Walsh, tüm bu zorluklara rağmen şirketlerin operasyonlarını daha dayanıklı bir yapıya kavuşturduğunu söyledi.
Walsh, hava yollarının değişen operasyonel koşullara hızla adapte olmasının etkileyici bir başarı olduğunu, ancak sektörün hâlâ sermaye maliyetini karşılayacak düzeyde kazanç yaratamadığını ifade etti. Walsh ayrıca bu durumun, küresel ekonominin kritik bir bileşeni olan havacılık için çözülmesi gereken en temel sorunlardan biri olduğunu belirtti.
Hava yollarının yıllardır ekonomik büyümeye büyük katkı sunduğunu vurgulayan Walsh, sektörün küresel ekonominin yaklaşık yüzde 4’ünü desteklediğini ve 87 milyon kişinin istihdamına aracılık ettiğini aktardı ve buna rağmen kâr marjlarının, ürettikleri ekonomik değere kıyasla son derece düşük kaldığının altını çizdi.
Değer Zincirindeki Dengesizlik
Walsh’un konuşmasındaki en dikkat çekici noktalardan biri, havacılık değer zincirindeki gelir dağılımı eşitsizliğine yönelik eleştiriler oldu. Apple’ın yalnızca bir iPhone kılıfından kazandığı gelirle, bir havayolunun ortalama bir yolcu başına elde ettiği 7,90 dolarlık kârdan daha fazla kazandığını söyleyen Walsh, bu örnekle sektörün darboğazını çarpıcı biçimde ortaya koydu.
Walsh ayrıca motor ve aviyonik sistem üreticileri gibi tedarik zincirinin diğer oyuncularıyla kıyaslandığında, havayollarının marjlarının son derece düşük kaldığını belirtti. Bu dengesizliğin giderilmesi hâlinde sektörün çok daha verimli bir yapıya kavuşacağını söyledi.
“Daha Dengeli Bir Sektör Mümkün”
Walsh, düzenleyici baskıların azaltılması, vergi yüklerinin hafifletilmesi ve altyapıdaki verimsizliklerin giderilmesi durumunda havacılık sektörünün dünya ekonomisine çok daha kapsamlı bir katkı sunabileceğini vurguladı.
Walsh, bu adımların atılmasıyla hem yolcu maliyetlerinin düşebileceğini hem de havayollarının finansal sürdürülebilirliğinin güçlenebileceğini belirtti.