Asgari Ücret Tartışmaları Devam Ediyor

Asgari Ücret Tartışmaları Devam Ediyor

tartışmaları sürerken, uzmanlar yapısal çözüm ihtiyacına, vatandaşlar ise geçim sıkıntısına dikkat çekiyor.

14.11.2025 12:55

Yıl sonu yaklaşırken milyonlarca çalışan, 2025’te uygulanacak asgari ücret artışının ne olacağını merak ediyor. Bu yıl işçi sendikalarının Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer almayacaklarını duyurması, süreci daha da tartışmalı hale getirirken hem zammın nasıl belirleneceği hem de olası artış oranları gündemin ilk sıralarına yerleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan emekli ekonomi uzmanı Dr. Ayhan Bülent Toptaş, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, komisyonun yapısında işçi temsilinin olmamasını “mantığa aykırı” olarak nitelendirdi.

Toptaş, asgari ücretin belirlenmesinde en kırılgan grubun işçiler olduğuna dikkat çekerek, ekonomik baskı ve yüksek enflasyon nedeniyle onların mutlaka masada olması gerektiğini vurguladı.

İşçi temsilinin dışarıda bırakılmasının süreci zayıflatacağını belirten Toptaş, bu durumun hem sosyal hem ekonomik açıdan yeni sorunlar doğurabileceğini ifade etti.

Komisyona ‘Aracı Uzman’ Önerisi

Toptaş, komisyon yapısının değiştirilmesine yönelik tartışmaları değerlendirirken, “aracı” niteliğinde bağımsız uzmanların komisyona dahil edilebileceğini söyledi. Akademisyenlerin veya iş hukuku alanında uzman isimlerin süreçte yer almasının daha sağlıklı kararların alınmasını sağlayabileceğini belirtti.

Toptaş, ekonomik sıkılaşma nedeniyle işverenlerin zorlandığını, öte yandan işçilerin giderek ağırlaşan yaşam maliyetleri altında ezildiğini hatırlatarak, “Pasta küçülürken komisyonun yapısını değiştirmek geçici bir çözüm olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hedeflenen Enflasyon ve Olası Zam Senaryoları

Ekonomist Toptaş, asgari ücrete en az yüzde 30 zam yapılması gerektiğini belirtti. Ancak işverenlerin ekonomik koşullar nedeniyle bu artışı karşılamakta zorlanabileceğine de dikkat çekti. Hedeflenen yüzde 16’lık enflasyon oranına göre yapılacak bir artışın ise sosyal sorunları büyüteceğini vurgulayan Toptaş, 26–27 bin liralık bir asgari ücretin toplumda huzursuzluk yaratabileceğini söyledi.

Toptaş, ekonomik ve sosyal alanlardaki bozulmanın birbirini beslediğini vurgulayarak, Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik iyileştirme programına ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

Vatandaş Ne Diyor?

Sahada konuşan vatandaşlar ise artan yaşam maliyetlerine dikkat çekiyor. Mehmet Yılmaz, asgari ücretin 28 bin liraya yükseltilmesi halinde bile geçim sorununun devam edeceğini dile getirdi. “En az 30 bin lira olmalı, 28 bin asla yeterli değil” derken, ekonomik koşulların aileleri özellikle çocukları korumaya yönelttiğini ifade etti.

Selçuk Çelik ise artan gıda ve günlük yaşam maliyetlerini örnek vererek, asgari ücretin 40–50 bin lira bandında olması gerektiğini savundu. Ancak enflasyonun tetiklenmemesi için maliyetlerin artırılmaması gerektiğini söyleyen Çelik, “Asgari ücret artsa da fiyatlar aynı oranda yükselirse hiçbir anlamı kalmaz” diyerek işaret etti.

Kulislerde dolaşan 28 bin lira iddialarını ise “harçlık gibi” sözleriyle eleştiren Çelik, verilecek zammın piyasaya yansıyacak gizli artışlarla geri alınacağı endişesini dile getirdi.

Hem uzmanlar hem çalışanlar, Türkiye’nin ekonomik koşulları düzelmedikçe sorunun yalnızca rakamsal artışlarla çözülemeyeceği konusunda hemfikir. Asgari ücretin ne kadar olacağı ise taraflar arasındaki anlaşmazlıklar ve temsil sorunları nedeniyle belirsizliğini koruyor.

Sıradaki Haber Yükleniyor