Küresel piyasalarda altın haftaya güçlü bir yükselişle başladı. Ons altın 4.327 dolara kadar çıkarak gün içinde yüzde 1,38 oranında değer kazandı.
ABD’de faiz indirimi beklentilerinin güçlenmesi ve artan siyasi belirsizlikler, yatırımcıları yeniden güvenli liman olan altına yöneltti.
Cuma günü 4.378 dolarla tarihi rekor seviyeye ulaşan altın, haftanın ilk işlem gününde de yukarı yönlü seyrini sürdürdü.
FED’den Faiz İndirimi Beklentisi Yükseliyor
ABD hükümetinin 20 gündür kapalı olması, enflasyon gibi kritik ekonomik verilerin açıklanmasını geciktiriyor. Bu durum, piyasaların ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi yapma olasılığını neredeyse kesin olarak görmesine yol açtı.
Analiz platformu CPM Group’un yöneticisi Jeffrey Christian, “Siyasi ve ekonomik endişeler altın fiyatlarını yeniden yukarı çekiyor. Önümüzdeki haftalarda ons altının 4.500 dolara ulaşması bizi şaşırtmaz.” ifadelerini kullandı.
Bankacılık Devlerinden Altın Tahmini!
Küresel Talep Rekor Düzeyde
Son iki aydır devam eden altın rallisi, dünya genelinde birçok ülkenin külçe satışlarını durdurmasına neden oldu. Küresel ölçekte artan talep, fiyatları daha da yukarı taşırken uzmanlar, bu yükselişin geçici bir balon değil, finansal sistemdeki köklü bir dönüşümün sonucu olduğunu belirtiyor.
“Bu Bir Balon Değil, Parasal Dönüşümün Sonucu”
Para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, altındaki yükselişin spekülatif olmadığını vurgulayarak, “Bu bir balon değil; fiyatların temelinde büyük bir parasal dönüşüm var.” dedi. Yıldırımtürk, 1970’lerde ABD’nin altın standardını terk ettiği dönemi hatırlatarak, “1972 öncesi dolar, altın rezervine bağlıydı. Bu sistem kaldırıldığında altın 35 dolardan 850 dolara çıktı. Bugün yaşanan süreç de benzer dinamikler taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırımtürk’e göre, Asya ve Avrupa merkez bankaları rezervlerini dolardan altına kaydırıyor. Bu eğilim, altını yalnızca bir yatırım aracı olmaktan çıkararak, yeni finansal sistemin “teminat unsuru” haline getiriyor.
“Altın Al, Ama Akıllıca Al”
Uzmanlara göre altın piyasasında arz sınırlı, talep ise güçlü. Yıldırımtürk, “Altın satmak isteyen az, almak isteyen çok. Artık sadece kuyumculardan değil, KKM’den çıkan yatırımcılar, bireysel tasarruf sahipleri ve BES fonları da altına yöneliyor.” dedi.
Yıldırımtürk, yatırımcıları kısa vadeli beklentilerle hareket etmemeleri konusunda uyararak, “Altın yatırımı orta ve uzun vadeli düşünülmeli. Tüm birikimin altına yatırılması doğru olmaz; örneğin yüzde 40 altın, yüzde 30 uzun vadeli hisse senedi dengesi daha sağlıklıdır.” ifadelerini kullandı.
