İsrail’in İran’a yönelik saldırıları sonrasında başlayan çatışmalar, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte yankı uyandırdı. En büyük etkilerden biri ise dünyanın enerji nabzının attığı yerlerden biri olan Hürmüz Boğazı’nda hissediliyor.
Enerji Tedarik Zincirinin Kalbi
Hürmüz Boğazı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi dev petrol üreticilerinin ihracatında merkezi bir role sahip.
Günde yaklaşık 20 milyon varil petrol ve petrol ürününün geçtiği bu boğaz, dünya genelinde deniz yoluyla taşınan ham petrolün üçte birine ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda, küresel sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ticaretinin de yaklaşık %20’si bu güzergah üzerinden gerçekleşiyor.
Hürmüz Boğazı’ndan çıkan petrol ve LNG’nin büyük kısmı Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore gibi Asya ülkelerine gönderiliyor. Bu nedenle, boğazdaki her türlü güvenlik riski, özellikle Asya'nın enerji arz güvenliği açısından büyük önem taşıyor.
Navlun Maliyetleri Yüzde 100 Arttı
Bölgede artan güvenlik endişeleri, petrol ve doğalgaz taşıyan gemiler için sigorta ve navlun maliyetlerini hızla yukarı çekti.
Özellikle Orta Doğu’dan Çin ve Japonya’ya giden petrol tankerlerinin navlun ücretlerinde yaklaşık %100 oranında artış yaşandı.
Bu da hem taşımacılık sektöründe ciddi maliyet baskısı yaratıyor hem de nihai tüketiciye ulaşan enerji fiyatlarında artış riskini beraberinde getiriyor.