ABD Başkanı Donald Trump’ın bir süredir dile getirdiği “Venezuela’ya askeri operasyon” ihtimali, uluslararası kamuoyunda büyük tartışma yaratırken, birçok uzman bu açıklamaların 1989’daki Panama işgalini hatırlattığını belirtiyor.
O dönem 27 bin askerle gerçekleştirilen müdahalede, uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanan Panama Devlet Başkanı Manuel Noriega, tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde ABD’ye götürülüp yargılanmış ve hapse mahkûm edilmişti. Bugünse benzer bir senaryonun Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu bekleyip beklemediği sorgulanıyor.
Noriega’nın ABD ile Değişen İlişkisi
Manuel Noriega, aslında ABD için yabancı bir lider değildi. 1960’lardan itibaren Washington ile temas halindeydi ve Panama’daki ABD çıkarlarıyla belirli bir uyum içindeydi.
1983’te devlet başkanı olduğunda iki ülke arasında ciddi bir sorun yaşanmamıştı. Ancak ilerleyen yıllarda bu ilişki çatırdamaya başladı. Noriega’nın ABD açısından “kontrol edilemez” bir aktöre dönüştüğü iddia edilse de esas gerilimin Panama Kanalı üzerindeki hâkimiyet ve ABD’nin Latin Amerika politikalarıyla ilgili olduğu düşünülüyor. Washington, Noriega’nın Küba’ya yönelik planlarda da sorun çıkarmaya başladığını değerlendirerek onu bir “hedef” olarak görmeye başladı.
1989 Panama Operasyonu: ‘Just Cause’
Gerilim 1988’den itibaren tırmanarak yeni bir aşamaya geçti. ABD, resmi makamlar aracılığıyla Noriega’yı “uyuşturucu kaçakçılığı” ve “kara para aklama” suçlamalarıyla itham etti. Bu suçlamalar yargıya taşındı ve arkasından sert bir siyasi kriz geldi.
20 Aralık 1989’da ABD ordusu “Just Cause” (Haklı Sebep) adını verdiği operasyonla Panama’ya geniş çaplı bir askeri müdahale başlattı. Hava indirme birlikleri, özel harekât birimleri ve yaklaşık 30 bin asker ile yürütülen operasyonda limanlar ve kaçış güzergâhları hızla kapatıldı. Sadece 24 saat içinde Panama ordusu dağıldı; Noriega ise Vatikan Büyükelçiliği’ne sığındı.
Noriega’nın büyükelçiliğe sığınmasından sonra ABD birlikleri çevreyi ablukaya aldı ve tarihe geçen bir psikolojik baskı süreci başlattı. Günün her saati yüksek sesle müzik çalınarak Noriega’nın teslim olması hedeflendi. Baskıya daha fazla dayanamayan Noriega, kısa süre sonra elçilikten çıkarak teslim oldu ve ABD’ye götürüldü.
Yargı Süreci ve Sonrası
Noriega’nın ABD tarafından yargılanması, uluslararası hukuk açısından büyük tartışmalara yol açtı. Bir devlet başkanının başka bir ülke tarafından kaçırılıp yargılanması o zamana kadar görülmemiş bir durumdu.
Buna rağmen ABD Yüksek Mahkemesi, “sınır dışı yargılama yetkisi”ni öne sürerek yargılamayı meşru kabul etti ve Noriega 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezasını 2007’de tamamlayan Noriega önce Fransa’ya iade edildi, burada da yargılanıp 2011’e kadar cezaevinde kaldı. Daha sonra Panama’ya dönen eski lider, 2017’de hayatını kaybetti.