CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun dokunulmazlık fezlekesinin ayrıntıları netleşti. Fezlekeye göre; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’nin hazırladığı ve hükümetin geçmişte FETÖ ile işbirliği yaptığı iddiasını ortaya koyan “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı” broşürünü sayfa sayfa inceleyerek soruşturmaya konu etti. Bu kapsamda “eser sahibi belli değil” denerek Siyasi Partiler Yasası ve CHP Tüzüğü işaret edilerek; CHP Genel Başkanı, Genel Sekreteri, Genel Başkan Yardımcılarından oluşan Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) sorumlu olduğuna karar verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu doğrultuda Kılıçdaroğlu ve 27. dönem milletvekili olan kitapçığın basıldığı dönemdeki 17 MYK mensubu ile ilgili soruşturma başlattı.
DÖNEMİN CHP MYK’SİNİN DOKUNULMAZLIĞININ KALDIRILMASI TALEP EDİLDİ
Anka’nın haberine göre; Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Ekrem Aydıner’in hazırladığı 7 sayfalık fezlekede, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve dönemin CHP MYK’sı ile ilgili “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Halkı kin ve düşmanlığına alenen tahrik ve aşağılama”, “İftira”, “Sesli, yazılı yahut görüntülü bir ileti ile hakaret” suçlarından takibat yapılabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.
ADALET BAKANLIĞI DEĞERLENDİRMESİ: TEK TEK FEZLEKE
Kılıçdaroğlu ismine hazırlanan fezlekeye göre; savcılığın Kılıçdaroğlu’nun milletvekili olduğu kanaatine TBMM internet sitesinden ulaşması dikkat çekti. Fezlekede, “Ile Ilgili inceleme yapılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 27. Dönem Milletvekili olduğuna ilişkin belge Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’nın resmi internet sitesinden temin edilerek dosyasına konulmuştur” dendi.
Kılıçdaroğlu ve CHP MYK mensuplarının hepsine yönelik soruşturma kapsamında Adalet Bakanlığı ile yazışmalar gerçekleştirildiği de fezleke ekindeki dosyadan gün yüzüne çıktı. Fezlekeye göre, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na “her bir milletvekili ile ilgili ayrı ayrı soruşturma ve karar tanzimi gerektiğine dair” görüş bildirdi. Bunun üstüne CHP Lideri ve dönemin 17 CHP MYK mensubu ile ilgili tek tek fezleke hazırlanmasına karar verildi.
Kılıçdaroğlu ile ilgili hazırlanan 12 Şubat 2021 tarihli fezlekede 27. dönemde milletvekili görevinde olan 17 MYK mensubunun adının yer almasına rağmen TBMM’ye dün itibariyle yalnızca 8’i ile ilgili fezleke ulaştı.
Fezlekede Kılıçdaroğlu ile beraber bir kısmı halen bugün de Genel Başkan Yardımcısı olan önceki MYK mensupları Oğuz Kaan Salıcı, Bülent Kuşoğlu, Muharrem Erkek, Faik Öztrak, Gülizar Biçer Karaca, Gamze Akkuş İlgezdi, Seyit Torun, Veli Ağbaba, Aykut Erdoğdu, Ahmet Ünal Çeviköz, Onursal Adıgüzel, Ahmet Tuncay Özkan, Yıldırım Kaya, Lale Karabıyık, Orhan Sarıbal, Yunus Emre ve Fethi Açıkel ile ilgili da soruşturma açıldığı görüldü.
MAĞDUR, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE DÖNEMİN BAKANLARI
Fezlekede; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Bakanlar Kurulu mensuplarından Abdülkadir Aksu, Bekir Bozdağ, Berat Albayrak, Binali Yıldırım, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Numan Kurtulmuş, Suat Kılıç ve Süleyman Soylu “mağdur” sıfatıyla yer aldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu’nun iddianamesi, soruşturmaya konu olan kitapçık örnekleri ile kolluk tutanakları kanıt olarak gösterildi.
SAVCILIK: YETERLİ DELİL VAR, DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILMALI
Fezlekenin “Netice” başlıklı bölümünde de CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması talep edilerek, “27. Dönem Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik yahut aşağılama, iftira, sesli, yazılı yahut görüntülü bir ileti ile hakaret suçlarını işlediğine dair ile ilgili fezleke tanzimini gerektirir. Yeterli ve kanuni kanıtın mevcut olduğu, bu sebeple isimi geçen milletvekili ile ilgili Anayasanın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığın kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği” ifade edildi.
FEZLEKEDEKİ SUÇLAMALAR
Fezleke hazırlanma gerekçesi, CHP’nin toplatılma kararı verilen “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı” broşürü. Suçlamalar ise “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Halkı kin ve düşmanlığına alenen tahrik ve aşağılama”, “İftira”, “Sesli, yazılı yahut görüntülü bir ileti ile hakaret.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in önceki tarihte çekilmiş fotoğrafı, dönemin bakanlarının ifadeleri, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından anlatım yapılmış gibi kitabın hazırlanması ve karikatürler “tespit” olarak fezlekede yer aldı. Fezlekedeki suç isnatları şu şekilde:
-Kemal Kılıçdaroğlu tarafından anlatım yapılmış gibi kitabın hazırlanması,
-Kitabın ana kapak sayfasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile FETÖ/PDY silahlı terör örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in önceki tarihte çekilmiş fotoğrafı
-Kitabın 5.sayfasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım esasında hepinizin bildiği konuları tarihsel süreç içinde Bilal’e anlatır gibi anlatacağım’ der halde gösteren karikatüre ve ‘FETÖ’yü bu kadar kuvvetlendiren kimlerdir? Kim bu siyasi ayak’ başlığı altında, 2018 senesinde Cumhurbaşkanlığınca yayınlanan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Faaliyet Raporu’na atıfla FETÖ/PDY terör örgütünün amacına yer verilmesi,
-Kitabın 7. sayfasında, Cumhurbaşkanı ile örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in önceki tarihte çekilmiş fotoğrafına ve bu fotoğrafın altında ’21 soruda 21 yanıtta devleti FETÖ’ye teslim eden siyasi ayak’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 8. sayfasında, Cemil Çiçek’in resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile ‘Bir terör örgütü mensuplarını devletin kılcal damarlarına fakat bir siyasi irade yerleştirebilir. FETÖ üyeleri İçişleri Bakanlığı’na, Emniyete, Valiliklere, Kaymakamlıklara, Adalet Bakanlığı’na, Jandarmaya, Milli Eğitim Bakanlığı’na, Genelkurmay Karargahına yerleştiren iradeye bir siyasi ayak diyoruz’ ifadelerine yer verilmesi
-Kitabın 9. sayfasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘FETÖ’ye devletin kılcal damarlarına yerleştirenlerine siyasi ayak diyoruz’ der halde gösteren karikatürün bulunması,
-Kitabın 10.sayfasında, Bekir Bozdağ’ın resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile ‘Siyasi ayak; devleti yöneten iradedir. Açıkça ifade etmek gerekirse, Türkiye Cumhuriyetini yöneten Başbakan Bakanlar gibi siyasi iradenin ana aktörleridir. Düşünün, bir esnaf devlete FETÖ’cü vali tayin edebilir mi? Hayır! Bir Sivil Toplum Örgütü, üniversitelere FETÖ’cü rektör atayabilir mi? Atayamaz! Yetkisi yoktur! O halde FETO’ nin önünü açan siyasi otorite, FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adi da Recep Tayyip Erdoğan’dır’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 11.sayfasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun televizyondan ‘FETÖ’nün siyasi ayağı Erdoğan’dır’ biçiminde açıklama yaparken, koltukta oturarak televizyon izlemekte olan Cumhurbaşkanını da ‘Avucum kaşınıyor, Kılıçdaroğlu’ndan para gelecek’ der halde gösteren karikatürü bulunması,
-Kitabın 12 sayfanda, Suat Kılıç’ın resmine ve geçmiş tarihte yaptığı açıklama ile ‘TBMM’deki muhalefet partileri FETÖ’cüleri devletin hassas birimlerine yerleştirebilir mi başlığı altında ‘Hayır! Anayasa ve kanunlar atama yetkisini yürütme organına vermiştir. Bu yetki hükümetin elindedir’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 13. sayfasında, Cumhurbaşkanının televizyondan ‘Askeri okulları kapatıp Milli Savunma Üniversiteleri kuracağız’ der halde, koltukta oturarak televizyon izleyen Fetullah Gülen’i de ‘Dur bir öngörüde bulunayım kesin o üniversitenin sınav soruları çalınır’ der halde gösteren karikatürün bulunması,
-Kitabın 14. sayfasında, Mehmet Ali Şahin’in resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile ‘İktidardaki parti, ben bunların terörist olduğunu bilmiyordum diyebilir mi’ başlığı altında ‘Dolayısıyla her türlü istihbarat bilgisi devletin arşivinde vardır. Devleti yöneten hiçbir yönetici de benim haberim yoktu’ diyemez’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 16. sayfasında, Bülent Arınç’ın resmine önceki tarihte yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanının, önceki tarihte Fetullah Gülen ile çekilmiş fotoğrafının altında FETÖ’nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu’ başlığı ile ‘Evet! FETÖ adım adım izleniyordu. 3 Nisan 1991 tarihli Milli İstihbarat Teşkilat Raporu’nda Fetullah Gülen’in CIA bağlantılar saptanmış ve devletin alakalı birimlerine bildirilmişti’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 20. sayfasında, Abdülkadir Aksu’nun resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile ‘Milli Güvenlik Kurulu’nda FETÖ ile mücadele için lüzumlu tedbirler alınmalıdır kararı alındı mı’ başlığı altında ‘Oysa 12 ay önce hükümete FETÖ ile mücadele veren MGK kararı önümüze konulmuş ve kendisi de okumuştur. Erdoğan, FETÖ’yü, aynı menzile gittikleri için korudu’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 24. sayfasında, Berat Albayrak’ın resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile ‘MGK kararına karşın FETÖ’cüler devletin kılcal damarlarına yerleştirildiler mi?’ başlığı altında ‘Evet! Güzelim ülkemizenet edilerek FETÖ unsurları; Emniyet, yargı, ordu, maliye, TÜBITAK, MİT, YÖK, ÖSYM ve TİB gibi devletin en kritik kurumlarına aşama aşama yerleştirildi. FETÖ’nün ÖSYM’yi ele geçirmesine izin verildi. Sınav sorularını çalan FETÖ’cüler yanıtları kendi militanlarına verdi. Böylece FETÖ militanları sınav yoluyla da devletin kurumlarına yerleştirildi’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 26. sayfasında, FETÖ’ün hükümetin yetkilerini aşan istekleri nasıl karşılandı’ başlığı altında ‘TBMM devreye sokuldu, FETÖ’nün bütün istekleri yasalaştırıldı. Yapılan kanun değişiklikleriyle FETÖ’cüler tek tek değil, kitleler halinde devletin en kritik kurumlarına yerleşmesi sağlandı…’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 30. sayfasında, Cumhurbaşkanı’nın resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma neticesinde gerçekleştirilen Çatı İddianamesine atıfla ‘İddianamede geçen siyasi otorite kimdir’ başlığı altında ‘Bu siyasi otorite 17/25 yolsuzluk olaylarından sonra dahi FETÖ unsurlarını kitleler halinde devletin kılcal damarlarına yerleştirmeyi amaçlayan Ak Parti Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dır’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 31. sayfasında, Fetullah Gülen’i ‘Eh apoletleri de Türkiye’de takarız artık’ der halde gösteren karikatüre yer verilmesi,
-Kitabın 34. sayfasında, Cumhurbaşkanının önceki tarihte bir tören esnasında Fetullah Gülen ile yan yana oturmakta iken çekilmiş fotoğrafı ile FETÖ’cü olmak, devlette post kapmanın en mühim unsuru oldu mu’ başlığı altında ‘Evet! Siyasi irade devlette liyakati göz ardı etti. Böylece FETÖ 2007 senesinden sonra devlet içindeki örgütlenmesini tamamlamıştır. FETÖ’ye bu olanağı sağlayan dönemin siyasi iktidarıdır. O iktidarın Başbakanı da Recep Tayyip Erdoğan’dır’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 36. sayfasında, Numan Kurtulmuş’un resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile İlker Başbuğ’un ‘FETÖ’nun siyasi ayağını mı açıkladı’ başlığı altında ‘Bugün dahi Erdoğan ve arkadaşları, yani siyasi irade: TSK’ya o tarihte yapılan kumpası savunuyor. Niçin? Çünkü FETÖ’nün siyasi ayağı olan Erdoğan, orduya kumpas kurma talimatını veren esas kişidir’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 38. sayfasında, Binali Yıldırım’ın resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile ’17-25 Aralık Rüşvet Olaylarının sonrasında Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ ile barışma girişiminde bulundu mu’ başlığı altında ‘Evet! Basın Mensubu Fehmi Koru, Recep Tayyip Erdoğan’a Gidin Fetullah Gülen ile bir görüşün, konuşun dediğini yazdı. Bu görüşmeye neden ihtiyaç duyuldu? Daha büyük pisliklerin ortaya çalmaması için mi’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 40. sayfasında Süleyman Soylu’nun resmine ve önceki tarihte yaptığı açıklama ile ’17-25 Aralık Rüşvet Olaylarından 15 Temmuz Darbe Girişimine kadar geçen sürede hükümet, FETÖ konusunda uyarıldı mı’ başlığı altında ‘Evet! 2 buçuk senede MGK 15 toplantı yaptı. Her toplantıda devlet içindeki illegal yapılar hükümete raporlandı. Ama hiçbir ciddi tedbir alınmadı” ifadelerine verilmesi,
-Kitabın 42. sayfasında, ‘Kozmik Odayı FETÖ’ye kim açtı’ başlığı altında ‘Kozmik Oda, devletin namusu ve mahremiydi. Devletin mahremi için açın talimat veren kişi FETÖ’nün siyasi ayağıdır! Kozmik Oda’nın açılması talimatını veren bizzat Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu talimat içinde bir terör örgütüne devletin Kozmik Odası açılmıştır’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 44 ve 45. sayfasında, ‘FETÖ ile gerçekten mücadele ediliyor mu’ başlığı altında ‘FETÖ ile gerçek manada kararlı bir mücadele yok. FETÖ unsurları hala devletten temizlenmedi. Örneğin ByLock kullandığı belirlenen 215.092 kişilik FETÖ listesi neden açıklanmıyor? 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanın, Başbakanın, Genel Başkanların, Bakanların, Belediye Başkanları’nın HTS kayıtları neden açıklanmıyor? 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, kimlerin hangi göreve geleceği belliydi. Bu liste neden açıklanmıyor? 15 Temmuz hain darbe girişimini incelemek üzere TBMM’de kurulan Araştırma Komisyonuna gelip bilgi vermesi gereken MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanını, Erdoğan neden önledi? 15 Temmuz darbe girişimini soruşturan savcılar neden görevlerinden alındılar? TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Raporu, neden kamuoyuna açıklanmıyor? FETO Borsası nedir? Nasıl oluyor da parası olanlar kurtuluyor, garibanlar içeride kalıyor… Erdoğan’ın avukatları FETÖ Borsasının mühim aktörleri olduğu biliniyor. Bu avukatların mal varlığı neden araştırılmıyor’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 46. sayfasında, ‘İktidardaki parti FETÖ’cülerle kol kola yürüdü mü’ başlığı altında ‘Evet ekrana çıkan adlar bu beraberliği itiraf ediyorlar’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 48. sayfasında ‘Tüm soruları 15 Temmuz gecesi sokağa çıkıp darbe girişimini önlemek için yaşam veren 251 şehit için soruyoruz’ ifadelerine yer verilmesi,
-Kitabın 48. sayfasında, Cumhurbaşkanı masanın üzerinde desteler halinde duran paralar sayar halde ve ‘Bakalım bugün FETÖ ile ne kadar mücadele etmişiz’ der halde gösteren karikatüre yer verilmesi,
-Kitabın son kapak sayfasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in önceki tarihte çekilmiş fotoğrafının bulunması.”