Çanakkale Türküsü sözleri ve hikayesi!

18 Mart 2021, 10:39 tarihinde eklendi

18 Mart Çanakkale Zaferi’nin bu yıl 106. sene dönümü olacak. O sebeple Çanakkale Türküsü sözleri ve hikayesi merak edilen konular arasında yer alıyor. İşte Çanakkale Türküsü sözleri ve hikayesi…

Takip et

Yazdir
Arttir - Azalt
Yorum 0

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’ne yaklaşırken Çanakkale Savaşı’nı anlatan Çanakkale Türküsü sözleri ve hikayesi merak konusu oldu. Çanakkale Cephesi, dünya tarihinde de büyük bir yer edinmiş olmakla beraber savaş esnasında ortaya çıkan Çanakkale Türküsü senelerdir söylenmektedir. Bu yıl Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106.sene dönümü, 18 Mart tarihinde kutlanacak. 18 Mart Şehitleri Anma Günü, koronavirüs önlemleri kapsamında sınırlı sayıda kişi ile yapılacak.

ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ HİKAYESİ NEDİR?

Türk tarihi açısından büyük önem taşıyan günlerin başında gelen 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin türküsü bir mektuptan esinlenerek yazılmıştır. Mektubun sahibi ise ‘Çanakkale Şanlı Tarihine Bir Bakış’ isimli kitabın yazarı Emrullah Nutku’nun kardeşi Seyfullah’tır.

Seyfullah 1903 senesinde doğmuştur. Savaştan önceki dönemde Çanakkale Sultanisi isimi verilen o dönemdeki lisenin 1. sınıf öğrencisidir. Seyfullah’ın mektubunun üstünde 19 Eylül 1914 tarihi görülmektedir. Seyfullah bu mektubu Çanakkale’den annesine yazmıştır.

Seyfullah’ın annesine yazdığı mektup:

”Sevgili Anneciğim,

İki senedir ayrı yaşadığımız bu yaşam artık bitiyor. Sana ve aileme kavuşacağım için çok mutluyum. Okulumuz artık hastane olacağı için bizi İstanbul’daki okullara göndereceklermiş. Öğretmenlerimizin büyük kısmı da askere gidiyor, üst dönemlerdeki ağabeylerimiz ise gönüllü olarak askere gideceklermiş. Türkçe öğretmenimiz bugün sınıfa geldi fakat çok durmadı, o da bize veda etti. Giderken bize vakti geldiğinde vatana yapılan hizmetin okulda verilen hizmetten daha kutsal olduğunu belirtti.

Kısa zaman önce sokaklardan askerler geçmeye başladı. “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, Anne ben gidiyom düşmana karşı” türküsünü belirterek yürüyorlar. Bazıları at sırtında bazıları develerle yol alıyorlar. Top otomobilleri ve mekkareler de onlara eşlik ediyor. Savaş çıkacağını söylediler. İngiliz ve Fransız gemilerinin boğazda dolaştığını duyduk. Gemiler buraları vuracakmış, fakat yakında İstanbul’a gideceğimiz için ben bunları göremeyeceğim. Oysa görmek isterdim. Sonunda size kavuşacağımı biliyorum. Babamın ve siz anneciğimin ellerinden öperim, kardeşlerime selam ederim.

Oğlunuz Seyfullah.”