Sabah saatlerinde gazetecilere yönelik dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Gazeteciler Şaban Sevinç ve Yavuz Oğhan, sabah 06.00 sularında polis ekipleri tarafından evlerinden alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Gazetecilerin, haklarında yürütülen bir soruşturma kapsamında ifadelerinin alınacağı bildirildi.
Aynı soruşturma kapsamında Soner Yalçın ve Batuhan Çolak’ın da İstanbul’da ifadeye götürüldüğü belirtildi. Emniyet kaynakları, operasyonun “ifade alma süreci” olduğunu vurgularken, gözaltı işlemi yapılmadığını ifade etti.
Savcılıktan Resmi Açıklama
Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sabah saatlerinde yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, gazeteciler Soner Yalçın, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş ve Batuhan Çolak hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında, savunmalarının alınması için emniyete talimat verildiği belirtildi.
Savcılık, sürecin “ifade alma” aşamasında olduğunu ve soruşturmanın detaylarına ilişkin bilgilendirmenin daha sonra yapılacağını duyurdu. Ancak, sabah erken saatlerde yapılan bu operasyonların kamuoyunda “gözaltı” olarak algılanması tartışmalara yol açtı.
Siyasilerden Sert Tepkiler
Operasyonların ardından, özellikle CHP kanadından peş peşe tepkiler geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, sabah saatlerinde polislerin gazetecilerin evine gitmesini eleştirerek, “Madem gözaltı yok, o hâlde sabahın köründe polis neden kapılarına dayandı?” ifadelerini kullandı. Bulut, telefonlara el konulmasını da “fiilî gözaltı” olarak nitelendirdi ve bunun muhalif basına yönelik bir gözdağı olduğunu söyledi.
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise tepkisinde “Gazeteciler değil, gerçeği gizleyenler yargılanmalı” dedi. Tanal, bu operasyonların basın özgürlüğüne zarar verdiğini belirterek, “Gazetecilik suç değildir, ifade özgürlüğü suç değildir” açıklamasını yaptı.
“Gerçekleri Susturamazsınız”
Bir başka tepki de CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu’dan geldi. Karasu, sabah yapılan bu operasyonları “hakikat karşısında bir korku refleksi” olarak nitelendirdi. “Ne yaparsanız yapın, halk ile gerçeklerin arasına duvar öremezsiniz” diyen Karasu, gazetecilere yönelik baskıların toplumda özgür basın algısını zedelediğini belirtti.
CHP’li isimlerin ortak vurgusu, operasyonların “ifade alma” adı altında basına yönelik baskı unsuru hâline geldiği yönünde oldu.